Deprem uyarıları artıyor

Marmara'daki fay 240 yıldır, yılda 2-2.5 santim kayıyor. Bu da 6 metrelik atım demektir. 17 Ağustos depreminin atımı 5, Düzce depreminin atımı 5.5 metreydi.

Deprem uyarıları artıyor

17 Ağustos'ta İstanbul 90 kilometreden sallandı, binaların yüzde 5'i hasar gördü. Bu kez 15-20 kilometreden sallanacağız. Erken uyarı sadece 6 saniye kazandırır, kurtarmaz DERYA SAZAK: Balıkesir Manyas ve Bursa Gemlik'te yaşanan 5.2 büyüklüğündeki depremler, 17 Ağustos depremi korkularını canlandırdı, Prof. Naci Görür bu hareketlenmeyi beklenen İstanbul depreminin "ayak sesleri" olarak nitelendirdi. Sizin görüşünüz ise Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın güney kolunda yeni kırılma olduğu şeklinde. Bu sarsıntılar daha büyük depremlerin habercisi mi? OĞUZ GÜNDOĞDU: Son dört yıldır Marmara Denizi'nde 4'ü aşan deprem olmadı. Bu tür sessizliklerin arkasından daha şiddetli depremler beklenir. Manyas ve Gemlik'teki 5.2 olarak ölçülen depremler orta büyüklükteler. O bölge için normal faylanma, düşen hareket dediğimiz aşağıya doğru inen bir hareketle oldu. Manyas Gölü de zaten geçmişte faylanmayla oluşmuş bir alan. Bu tür depremler belirli sürelerle beklenmeli. Asıl tehlikelisi bizim Kuzey Anadolu fayı gibi, yatay yer değiştiren birbirinin üstüne çıkan hareketlerdir. Sumatra depremi gibi, bir blok diğerinin üstüne çıkıyor, onlar tsunamiyi yaratan deprem türleridir. Endonezya'yı yıkan deprem kaç büyüklüğündeydi? Dokuz. 17 Ağustos ve hesaplar 17 Ağustos Gölcük depremi? 7.6'dan aşağı değil, biz tekrar hesapladık. Kandilli 7.4 diye açıklamıştı. 7.4 verdiler ama bizim hesaplamalarımız 7.6 gösteriyor. O günlerdeki korku içinde daha büyük panik olmasın diye mi küçük gösterildiler? Öyle hesapladılar diyelim. Bu şiddetteki felaketin ortasında istasyonlardan ilk anda doğru kayıt alamazsınız. Gölcük depreminde 17 Ağustos kâğıdına bakın simsiyahtır. Süreye bağlı ölçerler, ona göre hesaplama yapılır. Hatırlarsanız, önce 6.4 açıklandı, sonra 7.4'e çıktılar. Tek şansımız şu oldu, fay yavaş kırıldı. Kaybımız 20 bin kişi değil, Pakistan'daki gibi 100 bin kişi de olabilirdi. 12 Kasım'daki Düzce depremine televizyonda canlı yayında yakalandım, herkes bunun artçı şok olduğunu savunurken, yeni bir deprem felaketine uğradığımızı söyledim. Binalar çöktü, yangın çıktı. O şiddette artçı şok olmaz. Rahmetli Aykut Barka ile birlikte Kuzey Anadolu Fayı'nı yıllardır izliyorduk ve büyük bir deprem geleceğini hep söyledik. Jeologlar ile sismologlar neden anlaşamazlar? Ulusal Deprem Konseyimiz var ama deprem kuşağındaki Türkiye'yi bekleyen riskler konusunda kamuoyu net bir görüş edinemiyor. 17 Ağustos olmasa bu kadar çok deprem uzmanımız olduğunu bilmeyecektik! "Deprem uzmanı" sözünü biz uydurduk, dünyada böyle bir şey yok, bizim jargonumuzla geliştirildi, halk da kabul etti. Sismotektonikçi bizim için anlam taşıyan bir tanımlamadır. Bence dünyada ki en iyilerinden biri rahmetli Aykut Barka'ydı. Hem sismolojiden anlar, hem de tektoniği iyi bilirdi çünkü jeoloji kökenliydi. İstanbul'da üç gün tatbikat var Aykut Barka'yı rahmetle anıyoruz, felaket bölgelerine birlikte gitmiştik. Çok doğru değerlendirmeler yapmıştı. Bayramdaki depremler İstanbul için uyarıcı oldu mu? Valiliğin devam eden çalışmaları var. 6-8 Kasım'da büyük bir tatbikat yapılacak. Bina falan yıkacaklar gerçek bir depremde neler yapılacağını göreceğiz. Askerler, sivil savunma örgütleri katılacak. İstanbul'un 3 ilçesindeki durumu göreceğiz. Ege sallandı, Manyas, Gemlik... Bu Marmara'nın öncü şokları olabilir mi? Öncü demek için, deprem beklediğimiz fayda hareketlenme olması gerek. Biz Marmara'da oluşacak depremin yerini biliyoruz. Gemlik'teki depremin bu fayla ilgisi yok. Kuzey Anadolu Fayı, Marmara'ya nereden giriyor? 17 Ağustos'ta kırdığı yer Gölcük'ten itibaren İzmit Körfezi'nden girip Adalar'ın önünden, Bakırköy' ve Beylikdüzü'nün 7-8 kilometre ötesinden Tekirdağ Şarköy'e uzanıyor. 17 Ağustos'ta bu fay kırıldı. Nereye kadar kırıldığı hâlâ tartışılıyor. Körfezi geçti, Adalar'ın önüne yaklaştı diyenler var. Aykut Barka, "Hersek burnunu geçmedi" diyordu. Fransızlar, İtalyanlar, Marmara'nın dibi tarandı. Ortada görüş birliği yok. "Yalova-Çınarcık tarafında doğru da kırılma var" diyenler oldu. İmralı tarafından güneye doğru kırılacağını söyleyenler bulunuyor. Türkiye'deki 7 dolayındaki yıkıcı depremleri genellikle 10-20 kilometre arasındaki derinlik üretebiliyor. Sismolojik veriler 5 kilometreyi geçmeyen sığ sayılabilecek alanlarda 7-8 büyüklüğünde depremler olmayacağını gösteriyor. Manyas ve Gemlik depremleri bu açıdan korkutucu değildi. Deprem 7'nin üzerinde olur İstanbul'u sarsacak deprem için büyüklük tahmini yapabilir misiniz? 7 ve üzerinde olur. Bunu nasıl hesaplıyorsunuz? Son 5 yıldır Marmara'daki fayın 2-2.5 santimetre yer değiştirdiğini ölçüyoruz. 1766'dan beri o kırık üzerinde büyük deprem yok. 1766'yı çıkartın 2006'dan, 240 yıl yapıyor. 240 yıldır ortalama 2-2.5 santim gittiğini düşünür ve 2 santimle çarparsanız kaç metrelik atım biriktiğini çıkartabilirsiniz. Basit hesap. Demek ki 6 metre civarında bir atım olacak. Atım, deprem olduğunda ortaya çıkan çok ani harekettir. Biriken enerji bu şekilde çıkar. 17 Ağustos'ta 5 metreye kadar atım var. Düzce depreminde 5.5 metreye yakındı. Fayı 43 metre kırdı. 17 Ağustos'taki depremde maksimum atımın 5 metre civarında olduğunu düşünürseniz, 6 metre için 7.5 civarında enerjiyle karşılaşma olasılığımız güçlü. Marmara fayı tek parça değil ve Adalar'a kadar olan bölümü kırılmışsa... İşte can alıcı soru bu! Bilim çevreleri bu konuda niye anlaşamıyor? Deniz dibi araştırması bu kadar zor mu, Fransızların bulguları ne oldu? Kimse elindeki veriyi paylaşmak istemiyor. İki sene kimseye vermediler bunları. Biz jeofizikçiyiz, bizim dayanmamız gereken bilgilerde şu tür araştırma sonuçları da var: Adalar'ın, Bakırköy'ün hemen açıklarında bir metamorfik kitle var kabuğun içinde, bu fay çok düzgün hareket ediyor. Hep batıya doğru gitmeye çalışıyor. Önüne bir engel geldi mi ya etrafından dolaşıyor ya da açılma rejimini oluşturuyor. Sapanca Gölü, Erzincan Ovası hep böyle oldu. O engel, 17 Ağustos'ta tekli bir kırılmayı önledi. Yoksa Gölcük depremi boydan boya kırardı. 240 yılda birikmiş enerji hazır duruyor, hepsini kırardı. Adalar'ın yakınına kadar kırıldıysa bu bir avantaj. Çünkü oradaki enerji dışarı çıkmış emektir. Hersek Burnu'nda kalsaydı 30 kilometre daha ekleyecektik kırılması gereken faya. O zaman İstanbul için daha büyük bir felaketi konuşuyor olacaktık. Dördüncü vitesle çarpma gibi Fay kırılmışsa bile tehlike yaklaşıyor. Yaklaştı. O da büyük sorun. 17 Ağustos'ta İstanbul'da 90 kilometreden sallandık. Marmara'da büyük deprem olursa 15-20 kilometreden sallanacağız. Çok sert olursa tehlike büyük. Bizim ivme dediğimiz halkın anlayacağı dille, depremin hızlı veya yavaş gelişi. Dördüncü viteste gelen araba çarptığında perişan eder. İkinci viteste geliyorsa etkisi ona göredir. 17 Ağustos ikinci vitesle geldi, İstanbul'da ivmenin yüzde 48'i ölçüldü. Adapazarı'ndaki ivme yüzde 48'di. Depremin kaynağında. Bolu ve Düzce'de yüzde 84'e yaklaştı. O sırada binalar neredeyse havalanıyor. Marmara'da olası fay kırılması böyle bir eğilim gösterirse hakikaten yandık. İznik'e dikkat! Gemlik'teki depremden sonra İznik'e dikkat çektiniz. Neden? Ters yönde hareketlenme, kırılma da olur mu? Kuzey Anadolu Fayı'nın alt kolu Gemlik'ten geliyor İzmit Körfezi'nin altından geçiyor, İznik'ten Geyve'den geçerek Akyazı'da birleşiyor. Bu fayın güney kolu. Güney Marmara ile karıştırıyorlar. Gemlik, mercek altına alınması gereken bir deprem. Eğer fayda hareketliliği ifade ediyorsa devamı İznik'e doğru bir gelişme gösterir. İznik tarihte 11 defa yıkılmış. Gölün içinde binalar var. Burada biriken stres var. Fayın bir tarafı Marmara'ya doğru attı, orada kırılma olunca enerjiyi küresel olarak her tarafa yayıyor. Gerilme oluyor. İznik için ne yapılması gerekiyor? Hemen bir ağ kuracaklar. Mikro deprem ağı. TÜBİTAK'ın 150 cihazı var, adamı yok. Üniversitede adam var, cihazımız yok. Bilim dünyası ortaklaşmıyor ama valilik hemen teyakkuza geçti. Şu anda binlerce deprem oluyor ve bu ölçümlerin yapılmasının hayati önemi var. Gökova da riskli, oradaki deprem 6'yı rahat geçecek. Sağlı sollu 5-5.5 yaptı ama ortası duruyor. Sismik boşluk (gap) oluştu bu dolacak ve kırılma 6'ın altında olmayacak. Bunları iyi izlemek gerekir. Marmara'daki fayla ilgili sizin öngörünüz nedir? Tek parça olarak mı kırılacak çoklu mu? Kişisel düşüncem, bu çoklu kırılacak. Ama bu senaryo çok mu iyi? 7'lik bir deprem oldu, ondan sonra 7.5, bir tane de 6.5. İstanbul'daki binaların yüzde 5'i 17 Ağustos'ta hasar görmüş. 1 milyon binada 50 bin demektir. İnanılmaz bir sayı. 90 kilometreden yavaş kıran bir deprem İstanbul'da yüzde 5 bina hasarı yapıyorsa burnumuzun dibinde hızlı bir deprem bu kırık dökük binalarda yaşayan insanlar için büyük risk demektir. Biz orta hasarlı binaları yıkmak yerine üzerini boyayarak her şeyi hallettik! Binaların güçlendirilmesiyle ilgili yönetmelik hâlâ çıkarılamadı. Rant düzeni Bu önlemler karşısında depremi tevekkülle bekleyeceğiz, öyle mi? Ben sosyal demokrat biriyim, depreme bakışım da bazı inşaat mühendisi arkadaşlarımızdan farklı. Onlar binayı ayakta tutmaya çalışıyorlar. Ben içindeki insanlarla beraber yaşamını düşünüyorum. 17 Ağustos'tan sonra 47 bin konutu 1.5 yılda yapan tek ülkeyiz. Güvenlikli yapılar kurduk. Ama o kadar uzak yerlerde kurulmuş ki toplu konutlar, insanlar gitmiyor. Belediyelerse kentsel dönüşüm lafı etseler de gerekli yasaların çıkmasını istemiyorlar, çünkü bugünkü "rant düzeni" işlerine geliyor. İstanbul'un riski süregelen yanlış kentleşmenin de sonucunda değil mi? Tehlike ve risk kavramları da karıştırılıyor. Marmara denizinin içinde ciddi büyüklükte deprem üretecek bir fayın olması tehlikedir. Ama Avcılar'da dolum tesisi olması riski arttırır. Bir kentleşme de risktir. Boğaz'ı tüple geçiş projesini de eleştiriyor, güvenli bulmuyorsunuz. Deprem olduğu sırada saatte 100 kilometre hızla Boğaz'ı geçmekte olan treni durdurabilecek misiniz? Japonya durduruyor. O teknolojiyi aldınız mı? Tüpgeçitte bir eğim var. Metroda o eğim olmazdı. Tüp yaptılar yanlış. Gömülü yapılar her zaman depreme daha dayanıklıdır. Gerçi İstanbul'da metroyu bile tepeden deldiler! Böyle bir sondajcı görülmemiştir. Depremi önceden belirlemek, haber vermek mümkün mü? Ancak deprem başladıktan sonraki uyarı mekanizmalarından söz edebiliriz. İstanbul'a en iyi ihtimalle 50 kilometre uzaklıkta olacak bir depremin etkisini 6 saniyede hissedeceğiz. 6 saniyede ne yaparsanız yapın! 6 saniyede ancak doğalgazı kesersiniz. Buna harcanacak 3.5 milyon dolar, güçlendirmede harcanmalı. Halk erken uyarı sistemini şöyle anlıyor: "Bizi uyaracaklar, kaçacağız!" Öyle bir şey olmayacak. Tsunamiye falan da para harcanmamalı. Ateş olsa cürmü kadar yer yakar. Tsunami tehlikesi çok mu abartılı? Marmara'da tsunami olmaz mı? Endonezya'daki gibi olmaz. Orada bir kıta 400 kilometrelik alan 27 kilometre üste çıkmış. 400 kilometre Marmara'nın iki katı. Düşünün o kadar suyu önüne katmış 800 kilometreye varan bir hızla oluşan tsunami dalgaları adaları yerle bir etti. Marmara'da bu kadarı olmaz. Eskiden olmuş, Haliç'te kayıklar parçalanmış. Celal Şengör'ün Marmara fayı tek parça kırılacak görüşünün baş dayanağı deniz dalgalarının surları aşmasıdır. Ama kaç metre? Bu kadar farklı görüşteki bilim insanını İstanbul'u bekleyen tehlikenin boyutları konusunda nasıl uzlaştırmak gerekiyor? Papa'nın seçimindeki gibi, kapanacaklar bir odaya günlerce, haftalarca ortak bir noktaya gelene dek çıkmayacaklar. Kamuoyu ancak o zaman verilecek mesajlara güven duyabilir. KİMDİR? 1947'de Bursa'da doğan Oğuz Gündoğdu, İstanbul Üniversitesi Jeofizik Bölümü'nü bitirdi. Lisans eğitiminin ardından, yüksek lisans ve doktorasını da aynı bölümde sismoloji alanında yaptı. Türkiye Deprem Vakfı Yönetim Kurulu üyesi olan Gündoğdu, İstanbul Üniversitesi'nde akademik çalışmalarını sürdürüyor. MİLLİYET
<< Önceki Haber Deprem uyarıları artıyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER