Soruşturmada İran kökenli şahısların isimlerinin geçmesi ve İran parasının Türkiye üzerinden aklanması iddialarını değerlendiren Bülent Keneş,"İran, yarı legal parasını transfer için bir şekilde Türk finansal yapısı içindeki engelleri aşmak amacıyla kesenin ağzını açmış. Kamu parası olması önemli değil. Burada devlet protokolünün içine kadar girilmesi herkesi şüpheli haline getirir. Bu bir milli güvenlik meselesidir." dedi.

Bülent Keneş, İran'ın son 3-4 yıllık dönemde özellikle ekonomik anlamda köşeye sıkıştırılmasıyla, kazandığı parayı ülkesine taşımakta zorluk çekmesinin, para transferlerini Türkiye üzerinden 'özel şahıslar' aracılığıyla yapılmasına sebep olduğunu ifade ediyor.

İran'da Hasan Ruhani'nin resmen göreve başlamasından sonra uluslararası arenada bir şekilde sempati atağı denilebilecek bir politika izlemesi ve bu politikaya uygun olarak da nükleer çabalarından vazgeçtiğini ifade etmesi, Batı'yla ve Amerika'yla anlaşma zemininde ciddi yol almasına zemin hazırladığını savunan Keneş, bu durumun artık değiştiğini belirtti; "Reza Zarraf ve Zencani Babek gibi isimler İran Rejiminin bu para transferlerinde aktörleştirdiği devlet parasını kullandırdığı isimler olarak öne çıkıyordu. Dün İran'ın buna ihtiyacı vardı, bundan sonra böyle birşeye ihtiyaç duymayacak. Dolayısıyla uluslararası meşru sisteme geçerken kullandığı aktörleri devre dışı bırakma süreci de yaşanıyor. İran kendi içindeki aktörleri tasfiye ediyor. Belki bir şekilde buradaki aktörlerini de tasfiye ediyor"

Söz konusu paranın Türkiye'nin şahsi parası olmaması meselesi üzerine de açıklamalarda bulunan Bülent Keneş,"İran, yarı legal parasını transfer için bir şekilde Türk finansal yapısı içindeki engelleri aşmak amacıyla kesenin ağzını açmış. Kamu parası olması önemli değil. Burada devlet protokolünün içine kadar girilmesi herkesi şüpheli haline getirir. Bu bir milli güvenlik meselesidir." dedi.

THY'nin yüz kızartıcı uygulaması ile Today's Zaman, Bugün ve Zaman Gazetelerinin yolculara dağıtılmasını durdurması konusunu da değerlendiren Keneş,"THY muhalif görüşler ifade eden gazeteleri engelliyor. Bunun yanında emniyet hiç bir basın mensubunu içeri almıyor. Bu bir sıkı yönetimdir. Demokrasi ve  Hukuk devleti olma iddiasında olan AK Parti bunu kendisine yakıştırıyorsa sonuna kadar istibdat uygulasın" dedi.