Bu kadarı asparagasçıları bile aşar!

Can Dündar'ın Gündeş'ten aktardığı toplantıyı takip eden tek gazeteci yazdı

Bu kadarı asparagasçıları bile aşar!

Vah Zavallı İstihbaratçı Vah! Adam öğütme mekanizması var gücüyle çalışıyor. İçimizden birinin toplumun bütün kesimleri tarafından kabullenilmesi mümkün olmuyor. Her ne zaman bir insan veya kurum parlayarak toplumun beğenisini kazansa tehlike çanları da eşzamanlı çalmaya başlıyor. Sanki birileri bizi paranoyaklaştırmaya çalışıyor. Türk milletinin en bariz özelliği, dışarıdan yıkılmasının imkansızlığıdır herhalde. Ancak içimize bir kez nifak soktular mı, sormayın. Kardeş kavgalarımız, araştırmacılar için ne kadar da zengin bir kaynak! Oğuz destanı, Manas destanı… “Adam yamyamları”nın hedefinin Fethullah Gülen olduğunu 1990'lı yılların sonunda Zaman'da birçok kez yazdım. Tam da, terörün halkı bıktırdığı, enflasyonun azdığı, koalisyonların birbirinin ardı sıra kurulup bozulduğu, 28 Şubat'ın en soğuk rüzgarlarının estiği, birbiri ardına “irtica hortluyor” türü BÇG raporlarının gazete manşetlerine taşındığı ve sonuçta, “Bizden adam çıkmaz” diye düşünülen zamanlarda… Şu satırlar o günlere ait: “Gülen'in şu meşhur raporlarda nelerle itham edildiğine bakın. MEB'in 1997'de düzenlediği, “Yurtdışında Açılan Özel Eğitim Kurumları Temsilcileri Toplantısında”, temsilcilerin, “Özbekistan'da Amerikalı öğretmenlere diplomat statüsü veriliyor. Hükümetimiz de girişimde bulunarak aynı ayrıcalıktan bizi de yararlandırabilir mi?” şeklindeki talebi Amerikalıların kendi okullarını açtıkları bilinmediğinden raporlara şöyle geçiriliyor: “... ‘ABD Dostluk Köprüsü' altında Özbekistan'a yolladığı 70 öğretmene diplomatik statü kazandırmış, kırmızı ve yeşil pasaport verdirtmiştir.” Oysa belge olarak gösterilen kitapçığı okusalar, Özbekistan'daki Türk okullarında Amerikalı öğretmen bulunmadığını öğrenebilirlerdi.” (Zaman Gazetesi, Maarifname, 25 Haziran 1999) Bizim o gün yazdığımız raporun sahibi 13 yıl sonra ortaya çıktı. Can Dündar, 21 Aralık 2010'da, 85 yaşında anılarını kaleme alan Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) İstanbul Bölge Başkanlığı da yapmış eski istihbaratçı Osman Nuri Gündeş'den bir alıntı yaptı. “İhtilallerin ve Anarşinin Yakın Tanığı” adıyla yayınlanan kitabında Gündeş “Fethullah Gülen gerçeği” ara başlığı altında Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı CIA'nın, “cemaatin faaliyetlerini Rusya'ya yönlendirdiğini” savunuyor: “Gülen cemaati tarafından özellikle de Türk cumhuriyetlerinde açılan okullarda diplomatik pasaportlu Amerikalı CIA ajanları ‘İngilizce öğretmeni' diye barındırılıyor. Bu işbirliği, Türkiye'de yapılan üst düzey resmi bir toplantıda, bizzat Fethullahçı okul yöneticisi tarafından itiraf edildi. Toplantıda MİT temsilcisi de bulunduğu halde, olay karşısında sessiz kalındı. Durum, devletin resmi olarak yayımladığı kitapla da belgelendi.” Toplantıyı izleyen tek muhabir maalesef bendim. İlki 1995'de 21 ülkeden gelen temsilcilerle yapılan 3-5 Mart 1997 ikinci toplantıya 56 ülkeden katılım sağlanmıştı. Milli Eğitim Bakanlığı Yurt Dışı Eğitim Öğretim Genel Müdürlüğü'nün evsahipliğinde Ankara'da düzenlenen ikinci ve son toplantının konusu “Yurtdışında açılan Türk okullarının sorunları” idi. Toplantıya Bakanlığın üst düzey bürokratlarının yanısıra, Başbakanlık'tan, MİT'ten, Dışişleri Bakanlığı'ndan temsilciler ve yurtdışında açılan okul açanlar ve bu okulların yöneticileri de katılıyordu. Gündeş yalan yanlış bilgiler sıraladıktan sonra şu sonuca varıyor: “ABD, ‘dostluk köprüsü' adı altında getirdikleri 70 kişilik öğretmen grubuna diplomatik statü kazandırmış. Özbekistan'da diplomatik pasaportla bulunan ABD'li öğretmenlerin çoğu, Gülen cemaatinin okullarında çalışmaktadır. ‘İngilizce dil öğretmeni' olarak gözükmekte iseler de esasen Amerikan Gizli Servisi'nin güdümünde görev yaptıkları ve çalıştıkları ülkelerde Pentagon'da üretilen Amerikan politikalarının uygulamasının baş ajanları görevlerini sürdürmektedirler. Onların İngilizce hocalığı sadece maske görevleridir. Örneğin Kırgızistan'da da 60 kadar Amerikalı ‘öğretmen' vardır.” Neresini, hangi satırını düzelteceğimi bilemiyorum. Özbekistan'da neler olup bittiğinden habersiz olabilir ama Ankara'daki bir toplantıya hiç olmazsa duyduklarını doğru dürüst anlayacak bir istihbaratçı gönderilemez miydi? Gerçi, Gündeş o tarihte yine kendi kurumu tarafından hazırlanan 1. MİT Raporunda mafyayla ilişkisi olduğu ileri sürülerek MİT'ten ayrılmış ve Başbakan Tansu Çiller'in İstihbarat Başdanışmanı ünvanıyla görev yapıyordu. Kitapta kendisinden ‘Başkan' diye söz eden Gündeş'in anılarında dönemindeki önemli cinayetleri aydınlatacak bilgi vermediğini, kitabın yazım ve dizgi hataları ile dolu olduğunu ve yanlış fotolar basıldığını Can Dündar da belirtiyor. İSTİHBARAT NİÇİN SESSİZ KALDI? Yaklaşık yüz kişinin bulunduğu bir toplantıda konuşulanları bu kadar çarpıtmak asparagas gazetecilerini bile fazlasıyla aşar! Gerçekleri sadece bir dezenformatör bu denli çarptırabilirdi. ‘Haberci' sonunda mahcup olacağı, belki de işten atılacağı için en azından araya doğru birkaç laf sıkıştırırdı. Anlaşılan not tutan istihbaratçının böyle bir denetim korkusu yok! Ya bu raporu basına sızdırana ne demeli? Türkiye için hayati bir konuda dehşetli bir iddia ortaya atılıyor ve bizim milli istihbarat yetkililerimiz bunun üzerine yatıyor! İstihbaratçının çarpıttığı iddiama şahit ve delil gösterebilirim. Toplantıyı düzenleyen Yurtdışı Eğitim Öğretim Genel Müdürü Aysal Aytaç ve ilgili Müsteşar Yardımcısı Necdet Özkaya. Bir de hangi okulda kaç öğretmen ve öğrenci bulunduğunu cetvel halinde gösteren ve sonradan kitaplaştırılan toplantı tutanakları… İşin özü kısaca şöyle. Özbekistan'da okul açan Silm AŞ yetkilisi Mehmet Mesut Ata toplantıda; Amerikan okullarında görevli öğretmenlere ABD'nin verdiği diplomatik imtiyaz tanıyan pasaport kolaylılığını, Türk hükümetinin de Türk öğretmenlere tanımasını ve THY'nin Türkiye'de gezdirilecek öğrenciler için uçak biletlerinde indirim yapmasını böylece Türk öğretmenlerin itibarlarının biraz daha artırılmasını önerdi. Fakat lafı tersinden anlayan zavallı istihbaratçımız Türk Cumhuriyetlerinde yabancı eğitimcilerin ve misyonerlerinin cirit attığından habersiz olduğu için Amerikalı öğretmenlerin Türk okullarında görev yaptığı yanılgısını(!) bilgi notuna geçirdi. Toplantının ardından Aydınlık'ta istihbaratçılar tarafından çarpıtılmış yani Gündeş'in bugün bahsettiği şekliyle haber çıkınca işkillenmiştim. Acaba sorun istihbaratçının basit bir ‘anlama' yeteneğinden mi kaynaklanıyordu yoksa arkasında daha büyük tezgah mı vardı? Özbekistan'da açılan okulların sorumlusu Seyit Embel'e sordum. Seyit Bey, Amerikalıların Özbekistan'da 3 okulunun bulunduğunu fakat kendileri okul açtıktan sonra öğrenci bulmakta zorlanan Amerikalıların okullarını kapatmaya başladığını anlattı. Hatta Amerikan okulunun yetkilileri Seyit Bey'e gelerek birlikte okul açmayı teklif etmişler ancak bizimkiler bunu kabul etmemiş. Hikayenin devamı ise daha vahim. Özbekistan'daki muhalefeti destekleyen o zamanki Türkiye yönetimi yüzünden Devlet Başkanı İslam Kerimov, önce Türkiye'ye gönderdiği yüzlerce öğrenciyi geri çekti ardından Milli Eğitim Bakanlığı'nın açtıkları dahil bütün Türk okullarının kapısına kilit vurdu. Yorumunu okuyucuya bırakıyorum. KARANLIK PROPOGANDAYA ‘ULUSALCI' ALKIŞ! İstihbaratçının bilgi notu toplantının ardından önce Aydınlık'ta sonra kimi ‘ulusalcı' yazarlar ve yayın organları tarafından da kullanılmaya başlayınca toplantıya katılan eğitimcilerle tekrar konuştum. Olur ya gözümden kaçan başka bir ayrıntı vardır. Fakat ileri sürüldüğü şekilde bir konu hiç gündeme gelmemişti. Üstelik yurtdışından gelen eğitimcilerimiz, kendilerini dinleyecek devlet yetkilisi arıyordu ve istihbaratçımız gerçekleri öğrenmek istese kimsenin bir şey saklamaya da niyeti yoktu. Toplantıyı düzenleyenler ve katılımcılar, zavallı bir istihbaratçının zihni ve mesleki kapasitesinden kaynaklanan bu saçmalık karşısında acı acı tebessüm ediyordu. Yaşı ilerlediği için Gündeş'i mazur görebiliriz. Ümit ediyorum ki, istihbaratçılarımız artık soğuk savaş dönemlerinden kalma yöntemleri bırakmış, kendi memleketlerinde gizemli tavırlar içine girme kompleksinden kurtulmuş ve öğrenmek istediğini açıkça sorma cesaretini göstermeye başlamıştır. Yoksa böyle elemanlar düşman başına… AHMET ÜNAL - HABERTARAF
<< Önceki Haber Bu kadarı asparagasçıları bile aşar! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER