Bu acıyı HAYIR diyecekler bilmeli !

Seyfi Atmalıoğlu'nun 12 Eylül döneminde yaşadığı aile dramı referandumda hayır oyu kullanacaklarını açıklayanları ağlatacak türden.

Bu acıyı HAYIR diyecekler bilmeli !

Atmalıoğlu, MHP Adana davasında yargılanan 204 kişiden biri. Yargılandıktan sonra hiç işlemediği cinayetten suçsuz yere 11 yıl hapis yatmış. Atmalıoğlu, Mamak Cezaevi'nde ne gördüğü işkenceye ne de çektiği sıkıntılara üzülüyor, filmlere konu olacak türden, yaşadığı aile dramına üzülüyor. Atmalıoğlu, hapisteyken öyle bir aile dram yaşamış ki, ne Leyla ile Mecnun, ne de Ferhat ile Şirin'i aratıyor. 12 Eylül döneminde Adana Ülkücü Gençlik Derneği üyesi olan Seyfi Atmalıoğlu, lise arkadaşı Semiha Çiçek ile nişanlanır. Adana'da 1978 yılında işlenen bir cinayetten dolayı 12 Eylül darbesi sonrası tutuklanır. Ankara Mamak Cezaevi'ne konulan Atmalıoğlu, cinayetin işlendiği tarihte kendisinin ruhsatsız silahla yakalanmaktan Adana Cevazevi'nde tutuklu olduğunu resmen belgelese de kimseyi inandıramaz. O dönem askeri mahkeme 24 yıl ceza verir. Askeri Yargıtay da onaylar. Mahkemenin gerekçeli kararı ise herkesi şaşırtır: Seyfi Atmalıoğlu, cezaevinden firar etmiştir, cinayete işledikten sonra tekrar akşam cezaevine dönmüştür." Bu skandal gerekçeli karar sonrası Atmalıoğlu Mamak Cezaevi'nde cezasını çekerken aile dramı başlar. Kendisi cezaevindeyken nişanlısı Semiha Çiçek, yıllarca Seyfi Atmalıoğlu'nu bekler. Öyle ki her 6 ayda bir izin verilen görüşte sadece 3 dakika nişanlısını görebilir. Seyfi Atmalıoğlu, gözyaşları içerisinde nişanlısına bir mektup yazar: "Bu kadar beklemene gerek yok. Belki bizi idam ederler. Dilim varmıyor ama istersen ayrılabilirsin, yolun açık olsun, böyle bir karar verirsen saygı duyarım." der. Ama Semiha Çiçek, bu mektubu dikkate almaz ve nişanlısının hapisten çıkacağı günü beklemeye devam eder. O sıkıntılı günlerde Semiha Çiçek Ankara'ya gidip gelirken üzüntüden kalp hastası olur. Ve İbn-i Sina Hastanesi'nde kalp kapakçıkları değişir. Seyfi Atmalıoğlu 7,5 yıl Cezaevi'nde kaldıktan sonra Adana'nın Ceyhan ilçesindeki Özel Tip Cezaevi'ne getirilir. 3,5 yıl da burada yatar. 11 yıl sonra MHP Adana davası sivil mahkemelere geçer ve Seyfi Atmalıoğlu, beraat eder. Bu tahliyeye en çok sevinen şüphesiz Semiha Çiçek olur. Vakit kaybetmeden yılların verdiği özlemle düğün hazırlıkları yapılır ve Seyfi - Semiha çifti 1991 yılında hayatlarını birleştirir. Ancak yıllar sonra nişanlısına kavuşan Semiha hanım, kalp rahatsızlığı ağırlaşınca 7 aylık hamileyken 1993 yılında vefat eder. Çift sadece 1,5 yıl evli kalır. Eşini rahmetle anan Seyfi Atmalıoğlu, "Semiha yıllarca beni bekledi ancak benimle yaşamaya ömrü yetmedi. 12 Eylül dönemi, içeride yatanlar kadar dışarıdaki aileleri de mahvetti. Ailelerin acıları içeride yaşayanlardan kat kat daha fazla. Bu acı tablonun 30 yıl sonra gündeme getirilmesi bizleri memnun etti. Bu acıları bize çektirenler mezarlarında bile rahat yatmasın istiyorum." ifadesinin kullanıyor. 12 EYLÜL ASKERİ MAHKEMELERİ HAKSIZ KARARLAR VERDİ 12 Eylül cuntasının verdiği kararların bir çok ailede haksız acılara neden olduğunu vurgulayan Atmalıoğlu, "O dönemde askeri mahkemeler gerçekten çok haksız karar verdi. Birçok aileyi ve insanı tutukladılar ve yıllarca hapishanelerde çürüttüler. Ben de onlardan bir tanesiyim. 11 yıl haksız yere cezaevinde yattım. Şimdi soruyorum gençliğimizi geri kim verecek. Bu Anayasa değişikliğindeki cuntacıların darbecilerin yargılanmasını destekliyorum. " diyor. Sivillerin askeri mahkemelerde yargılanmaması gerektiğini vurgulayan Atmalıoğlu, "Askeri mahkemeler o dönemde rastgele kararlar verdi. Suçsuz yere bir çok insan tutuklandı ve onlarca yıl yattı. Ben yaşadım bunu. Bu durumu kimse anlayamaz. Devlet Bahçeli de çektiğimiz sıkıntıları anlayamaz. Anayasa değişikliği referandumunda evet diyecek ülkücülere Sayın Bahçeli, 'Ülkücüler kandırılıyor' diye ifade ediyor. 'Bizler çocuk değiliz, ülkücüleri kimse kandıramaz. Lütfen görüşlerimize ve düşüncemize saygılı olun. Sivilleşmenin güçlenmesi için, askeri vesayetin ortadan kalkması için biz de referandumda 'evet' diyeceğiz. Türkiye'de sivil otoritenin, demokrasinin güçlenmesi için 'evet' diyeceğim. 12 Eylül 1980 döneminin acılarının ortadan kaldırılması için 'evet' diyeceğim. Askeri darbeler olmasın o acılar bir daha yaşanmasın diye referandumda 'evet' diyeceğim." şeklinde konuştu. 'ELMA YİYEBİLİR MİYİM KOMUTANIM' Mamak Cezaevi'nde sayısız işkence gördüğünü ancak elma yemek için bile ayağa kalkıp hazırolda müsaade istediklerini kaydeden Atmalıoğlu, "Onur kırıcı şekilde aya kalkıp hazırolda kafamızı yukarı kaldırarak 'Elma yiyebilir miyim komutanım' diye bağırıyorduk. Komutan da 'Ye lan' derse ancak elma yiyebiliyorduk. İşkencenin en küçük örneği bu. Elmayı bile işkenceyle yediriyorlardı. Askeri mahkemelerin ve cuntaların darbe yapmasının önünün kapanması en çok işkence görmüş ülküdaşlarımızı sevindirecektir." ifadesini kullandı.
<< Önceki Haber Bu acıyı HAYIR diyecekler bilmeli ! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER