Konu 'başörtüsü',
gündem '
yasak', girişim 'ötekine de
özgürlük' olduğunda kimilerinin resmen gözü dönüyor, kimilerinin dili zembereğinden boşalıyor.
Bakınız koskoca akademik intelijansiyamızın en şengörünen ve de en parlak yüzlerine…
Aralarında “Gerginlik yüzünden türbanlı öğrenciye hak ettiği notu veremeyebiliriz” diyen de var, mektupla “Din dogmalarına inananlar bilim yapmayı önler, üniversiteden içeri alınmamalılar” çıkışı yapan da.
Siyasi rozetini ittirip üzerine teolog cübbesi geçiren
fetvacı muhalefet liderini özellikle hatırlatırım!
Veya kafanızı hafiften yukarı kaldırın, yasak konusunda sırça köşkünden cömertçe, honça honça
akıl dağıtan
amiral gemisinin kaptanı
Ertuğrul Özkök'ün yazılarına bakın.
Zeytin dalı uzatırmış edasıyla aba
altından
sopa nasıl gösterilir, gerilim anında nasıl tırmandırılır, “Daha önce öyle söylemiş olabilirim ama…” deyip anında
kıble poyraza nasıl çevrilir, öğrenin.
Bu yazının konusuna gelirsek…
Kızgınlığa, kırıklığa mahal yok!
Naçizane tavsiyelerim, bi parça had aşımı olarak kabul edilse bile tüm bu toz
duman içinde sadece devede
kulak, deryada katre misali kalacaktır.
O kadar…
* * *
Deniz Baykal'a;
Sayın Genel Başkan,
Diyorum ki partiniz için bir adet “
Alo Fetva Hattı” açtırsanız ve o hattı çalışma masanıza bağlatsanız…
“Alo Alo” diyerekten telefonlara bizzat siz çıksanız.
Şu son aylarda yaptığınız tüm dini
okuma ve çalışmaları partililerinizle hatta bu konuda eksiği bulunan Türk halkıyla paylaşsanız...
Bu hat sayesinde “Kulak arkasındaki saçların görünmesinde bir beis yoktur. Saçın dörtte birinin görülmesi namazı bozmaz hatta yarısı görünse de olur” türünden fetvalarınıza yenilerini katsanız...
Başlamışken Ebu Hanife, Ebu Yusuf karşılaştırmasını farklı örneklere de yaysanız.
Bakın bu yöntemle hem 'saçların görünme oranı' ile ilgili kafa karışıklığını nokta koyarsınız hem de 'başörtüsünün kazası olur mu olmaz mı?' tartışmasına.
Ha… Bu arada unutmadan…
Sakın “Yedi gün yirmidört saat, çekilir mi bu hayat?” demeyin.
Onun da kolayı var.
Özdemir İnce beyefendi ile
Ruhat Mengi hanımefendi ne güne duruyor.
Fetva konusunda diyanetin imamlarına pabucu ters giydiren ikiliyi yedeğinize alın, olsun bitsin.
Benden söylemesi…
Bu iş tutar.
Hatta “Alo Fetva Hattı” adını, Diyanet'in “Cevap Hattı Partneri” olarak değiştirirseniz,
rekabet coşar da coşar.
Ertuğrul Özkök'e;
Sayın Özkök,
Hitabım bi parça formel kaçmış olabilir ama tavsiyem kesinlikle dostane bir çabanın ürünüdür, belirtirim.
Kaleminizin kıvraklığı, 360 derece dönme becerisi malum!
Efenim özellikle yasaklar konusunda, 'türbana karşı değildim ama…' konseptinde döktürdüğünüz yazılar için size bir
önerim olacak.
Fırıldak Kubi'yi hatırlayınız.
Kendileri dönüş performansı tescilli, eski ama bir o kadar da yetenekli siyasi şahsiyettir.
Diyeceğim o ki;
Kubi yazılarınız için bulunmaz bir nimettir.
Siz başlığı vereceksiniz,
aslan pardon Asistan Kubi gerisini halledecek.
Yazılarınız için dönüş metaryellerini bir çırpıda toplayıverecek.
Peki siz ne mi yapacaksınız?
Paşa gönlünüz bilir!
Dilerseniz bir hafta sonu New York'taki 'Curu', diğerinde Londra'daki Grenhouse veya San Francisco'nun Micael Mina'ına kapağı atın, şarabınızı yudumlayın.
Bu arada benden
küçük bi tüyo…
Asistan Kubi sayesinde performansınızda bir artış dahi olabilir.
Kimbilir, patronunuz belki
yılbaşı sepetinize bir
şişe La Tuche, Petrus hatta 'Roman e-Conti' bile koyabilir.
Yani siz Kubi sayesinde bugüne kadar tadamadığınız o şarabı da…
Nasıl ama…
Bir taşla iki kuş!
Mesut Parlak'a;
Sayın hocam,
Başörtülü öğrencileri işaret ederek yaptığınız “Hakkettikleri notu veremeyebiliriz” açıklaması, beynimde muhteşem iki öneri şimşeği çaktırdı. Size iki kitap tavsiyem olacak.
İlk kitabın adı; “Hak ettiğin notu alabilmenin 10 altın kuralı” olsun.
Sakın 'bu isim klişe' sanrısına kapılmayın.
Her zaman işe yarar!
Şayet yasak kalkarsa başörtülü öğrencilerinizi her biri, bu kitabı yalayıp yutar.
Diğer kitabı başörtülü eski öğrencileriniz için düşündüm.
Onlar için bir nostalji rüzgarı estirebilirsiniz mesela.
“Aslında ben kaç almıştım?” diye düşünenlere odaklanın!
Başörtülü eski öğrencileriniz bu kitap sayesinde sizin verdiğiniz notla, gerçek notlarını karşılaştırma imkanı bulsunlar.
Fena mı!
Bu kitap için isim önerim;
“Büyük
itiraf; Kaç Aldın, Aslında Kaçtı?”…
NAZMİYE YILMAZ - YENİŞAFAK