Baykal yine tehdit etti: Sakın ha...

CHP Lideri Baykal, Meclis grubundaki konuşmasında Anayasa Mahkemesi'nin kararını değerlendiriyor.

Baykal yine tehdit etti: Sakın ha...

- Bu kararın açıklanmasından sonra Türkiye'de siyasi ortamın çok sakıncalı şekilde gerilmeye başladı. Anaysa Mahkemesi'ne karşı ağır suçlamalar yapılmaya başladı. Yargı darbesi, yetki aşımı, siyasi karar denildi. Bunun ötesinde Anayasa Mahkemesi üyeleri yargılanmalı denildi. Artık meşruiyet bitti denildi. Sözleşme sona erdi denildi. Anayasa yürürlükte olmaktan çıktı denildi. Bu tepki çok aydınlatıcı. Bir Anayasa Mahkemesi bir takım çevreleri ağır itham yapacak şekilde tahrik etti. - Keşke soyut bir Anayasa probleminden kaynaklanan bir ilgi içine girse. Sadece yetki sorunlarıyla ilgili bir görüş ayrılığına inanmak isterdim. Olay nedir, ne var bunun altında. - Bu tartışmanın esasi başörtüsü değil. Sorun Anayasa'daki laiklik ilkesinin delinmesine yönelik teşebbüsün engellenmesine yönelik kızgınlıktır. Başörtüsü konusu o sorunun bir parçası. Hepsi değil. olayın temelinde laiklik var. - Dünya'da 54 tane Müslüman ülke var. İçlerinde bir tane laik olan ülke var mı? Yok. Yani bu doğal bir bitki değil, sahiplenmeye ihtiyacı var. Bunun kollanmaya korunmaya ihtiyacı var. Bugünlere nasıl getirdik. Halkın ezici çoğunluğu benimsemiştir. Türkiye'nin nüfusunun ezici çoğunlunda Ezan-ı Muhammedi okunuyor. Herkes özgürce namazını, ibadetini yaşıyor. Dini bayramlar kardeşlik havası içinde kutlanıyor. Herkes bundan sevinç duyuyor. Herkes özgürce Haccına gidiyor. Tek sınır Suudi Arabistan'ın koyduğu kota. Onu da aşmak için mücadele ediyoruz. Bir sıkıntı yok Türkiye'de. Vatandaşımızın da böyle bir talebi yok. Ezici çoğunluk böyle. Herkes öyle mi hayır. Öyle olmayanlar var. İçerde var dışarıda var. Dün vardı bugün var. Eğer bu konu bu kadar önemliyse diğer ülkelerden ayıran üstünlük kazandıran bir, çağdaş dünya değerlerini birleştiren bir değerse onu tutmaya devam etmemiz lazım. Tarihimizde ciddi tepkileri, isyanları yaşadık. Dışarıdan kurcalandı. Din elden gidiyor diye isyanları teşvik ettiler. Atatürk'e suikastların altında bu yatar. Menemen olayının altında bu yatar. Hizbullah örgütlenmesinin altında yatan budur. Danıştay cinayetinin altında bu yatar. Eğer Türkiye'nin başbakanı Avrupa Konseyi'nde Müslümanlar baskı altında diyorsa bu meselenin onun kafasının altında da olduğunu gösterir. - Anayasa kendisini savunsun diye bir mekanizma geliştirdi. Değiştirilmesi dahi teklif edilmeyen konuları denetlesin diye. Peki Anayasanın 4. maddesi değiştirilmesi teklif bile edilmemişse, bunu kim kontrol edecek. Tabi ondan önce karar verecekler var ama onlar kontrol etmiyorsa Anayasa Mahkemesi kontrol eder. Meclis kabul etmişse Anayasa Mahkemesi'ne göndermişse. Benim uygulamak zorunda olduğum denetlemekle yükümlü olduğum bir konu mu değil mi onu kontrol edeceğim. Sadece şekil açısından 148'deki o 3 nokta teklif edilebilir Anayasa değişiklikleri ile ilgilidir. Teklif edilebilirse o 3 noktadan bakarsın. Anayasa Mahkemesi yetki içinde şeklen değerlendirmiştir. Açıkça biz anayasa ilkesini değiştirelim demiyoruz. Ama onun içini boşaltacak, etkisiz kılacak değişikliği yapalım kimse de sesini çıkarmasın deniliyor. Anayasa buna cevaz vermemiştir. Her ülkenin kutsalları vardır. Bu kutsallar bazen anayasada ifade edilmez. Ülkedeki insanların vicdanında vardır. Karar alınırken ona dikkat edilir. Mesela Amerikan anayasasında senato oluşumunda her eyaletin 2 temsilce seçmesiyle ilgili karar var. Günün birinde bu adaletsiz düzenleme California pek çok ülkeden büyük o 2 tane senatör gönderecek bir ada havai 2 tane temsilci gönderecek diyebilir mi. Amerikan anayasası buna izin verir mi. Anayasa buna izin verebilir mi. Gönül izin versin ki değiştirilemez bir anayasa olmasın. Biz güç bir coğrafyada güç bir işi başarmaya çalışıyoruz. Bunu korumamız gerekiyor mu. Gerekiyor. Milletimizin ezici çoğunluğu söylüyor. Bizim onlardan farkımız bu. Bir ırak'a bir Filistin'e bakın. Niye onlar o halde biz en iyileri en demokratik özellikleri olan ülkeyiz. Niye en ileri en çağdaş ülke, niye biz ileriyiz. Nur içinde yatsın Mustafa Kemal Atatürk o ilkeyi getirmiş. - Türkiye'de laiklik ilkesi kalkarsa sıtıtılar başlar. Sanmasınlar ki Avrupa sessiz kalır. Asıl onları da etkiler. Bu tabloyu iyi bileyim 9 mu büyük 411 mi büyük. Dünyanın her yerinde anayasa mahkemesi meclisin yaptığı yanlışı düzeltmektir. Biz seçildik geldik. Bütün dünya bizden sorumlu diyebilir miyiz. Madem biz seçildik her şeyi biz kararlaştıracağız diyebilir miyiz. Ne zaman milletvekili oluyoruz. Seçildikten sonra gelip anayasaya yemin ediyoruz. Yargının bağımsızlığına yemin ediyoruz. Her şey bizden sorulur diyemiyoruz. Yemin ettikten sonra dokunulmazlık geliyor. Hukukileşiyorsun, seçimden çıkar çıkmaz değil anayasanın önünde diz çöküyorsun. - Milli irade nedir. Milli irade anayasaya yansıyan yönüdür. Devleti kuran idaredir. Milli irade anayasadır. Siyasi irade var. O da anayasanın koyduğu çerçevede yetki kullanmadır. Milli irade sadece sandıkta şekillenmedi bağımsızlık savaşında, milli mücedelede şekillendi. Sakarya'da Kocatepe'de 9 Eylül'de oluştu. Milli iradenin içinde askeri var sivili var, erkeği var kadını var. Bunun bedelini ödeyen irade var. Şimdi sen onun içindesin. Bir ülkede her siyasi gerilimden sonra rejimi değiştirelim hazımsızlık iradesidir. Siyasi gerilimler olur tartışmalar olur sonra merciine gider. Anayasa hep senin işine gelecek kararı alacak diye bir şey yok. Seni anayasanın içine çekmek için var. Milli irade kurucu iradedir. Onun içinde her şey var. O yıllar alır. Sabır var kan var, şehit var. Onunla uğraşmayacağız. Onun içinde her şey var. - Ben kimsenin kuyusunu kazmam. Etrafındakilere bak. Senin kuyunu kazıyor olabilecekler senin etrafındadır. Sen onlara bak. Sen hadi yürü aslanım arkandayız diyenlere bak. Sana hiç merak etme haklısın sana her türlü desteği vereceğiz diyenlere bak. Seni yanlıştan kurtarmak için üzerimize düşen hertürlü yardımı yaptık. Sana uyarı yardımını yaptık. Cumhurbaşkanı seçiminde yaptık. Bu mu tuzak bu mu kuyu kazmak. Hem dini simge hem siyasi simge dedik. Yaptın ne oldu. Arabayı sen devirdin. Sana arabayı devirirsin yapma dedim. Kuyu kazmak bizimle ilgisi yok. - Vesayet diye bir şey yok. Sen yargıya, anayasa mahkemesine vesayet kurmaya kalkma. Kararı içine sindir ve onun gereğini yap başka bir şey yapma. Dokunulmazlık konusuna değinmiş. Anlaşılan başbakan dokunulmazlığı düşünmeye başlamış. Bu konu da bir tuzak. Bunun olması lazım. Bunu ben de anlamıyorum. Hiçbir ciddi demokraside Türkiye'deki gibi bir dokunulmazlık yok. Türkiye'nin dokunulmazlığın ihtiyacı olmayacağı insanlar tarafından yönetildiği günler gelmelidir. Başbakanın tuzak ve kuyu anlayışındaysa sakın ha anayasayı değiştirelim diyenlerin tuzağına düşme. Sakın ha sakın ha. Etrafındakiler elimizdeki gücü kullanalım mahkemenin yetkilerini kısalım diyecekler. Sana tavsiye CHP'nin vatansever tavsiyesi o telkinleri dikkate alma. Yanlışın varsa tespit edilsin. Yargıdan korkmak siyasetçiye yakışmaz.
<< Önceki Haber Baykal yine tehdit etti: Sakın ha... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER