Başbakan, CHP'den siyasete girdi !

Ona ‘Başbakan’ diyorlardı. O şimdi CHP’den Güngören Belediye Başkan Adayı....

Başbakan, CHP'den siyasete girdi !

Futbol oynadığı dönemde taraftarların ‘Başbakan’ tezahüratlarıyla tribünlere çağırdığı Lemi Çelik, yıllar sonra bu çağrıya kulak verip siyasete atıldı. Uzun süre Trabzonspor’da futbol oynayan Lemi, Cumhuriyet Halk Partisi’nin İstanbul Güngören ilçesinden belediye başkan adayı oldu. Lemi Çelik, Trabzonspor’un unutulmaz sağ bekiydi. Futbol sahalarındaki performansının yanında, renkli kişiliği ile de hatırdan çıkmayan bir futbolcu o. Başından geçen fıkra gibi olaylarla uzun süre gündemde kalan bir isimdi. Pek çok futbolcunun başaramadığını başarmış, aynı zamanda üniversite okumuştu. Futbolu bıraktıktan sonra çeşitli takımlarda teknik direktörlük yaptı. Çalıştırdığı takımlardan biri de Güngören Belediyespor’du. Kader onu şimdi Güngören’den belediye başkanlığı için siyasete taşıdı. ‘Başbakan’, işe belediye başkanlığından mı başlayacaktı? Lemi Çelik ile seçim çalışmalarını yürüttüğü ofisinde biraraya geldik. Siyasete girmesinin perde arkasını ve Güngören halkına neler vaat ettiğini sorduk? Acemi bir siyasetçi portresinden ziyade kararlı bir kişilikle karşılaştık. Lemi, siyasetin içinde yer alan bir ailenin çocuğuydu. Ailesinden birçok isim, son 40 yılda CHP’nin Trabzon Akçaabat’taki çeşitli kollarında görev almış. Lemi de bundan etkilenmiş ve siyasi görüş açısından CHP’ye yakın durmuş. “Futbol oynarken siyasetin uzağındaydım.” diyen Lemi, bugünlerde harıl harıl oy peşinde. Güngören Belediye Başkanlığı’na aday olma fikri ise spor yazarı Kazım Kanat’ın cenaze töreninde ortaya çıkmış: “Kazım Kanat’ın cenazesindeydim. CHP Güngören İlçe Başkanı Selami Özdemir abimiz bana Güngören’e belediye başkanı adayı aradığını söyledi. Bu konuşmamıza şahit olan bir şahıs, ben oradan ayrıldıktan sonra Selami Abi’ye ‘Niçin aday arıyorsun? Az önce aday karşında duruyordu.’ demiş. Selami Abi de 3 gün sonra beni aradı. ‘Biz seni aday yapmak istiyoruz. Ne diyorsun?’ diye sordu. Ben böyle bir teklif beklemiyordum. ‘Abi’ dedim, ‘Spor adamı olarak yoluma devam etmek istiyorum. Siyaseti düşünmüyorum.’ O ise ‘Yerel seçimler siyaset değildir, halka hizmettir.’ diyerek beni ikna etmeye çalıştı. ‘Bir düşüneyim’ dedim.” Lemi Çelik, 15 gün kadar düşünür; ancak Selami Bey her gün ‘Halk seni istiyor’ diyerek onu arar ve telkinlerde bulunur. ‘Başbakan’ Lemi Çelik de sonunda bu teklifi kabul eder. Teşkilatta ona duyulan güven o boyuttadır ki, Lemi’den başka aday adayı çıkmaz. ‘Başbakan’, şimdilerde kendi deyimiyle siyasetin profesörü olmuş Deniz Baykal ile aynı safta yer almaktan dolayı son derece mutlu. Aslında kendisi yerel yönetimlere yabancı değil. Futbolu bıraktıktan sonra İsviçre’nin Zürih şehrinde yerel yönetimlerle ilgili kısa bir dönem dersler almış. Bu derslerin faydasını bugün daha iyi gördüğünü söylüyor. Seçim çalışmalarına yaklaşık bir ay önce başlayan Lemi, halkın kendisine büyük destek verdiğini belirtiyor. Kendisiyle beraber CHP’ye katılan insanların olduğunu da iddia ediyor: “Geçenlerde bir masada oturuyorduk. Orada ülkücü gençler vardı, Kürt kökenli kardeşlerimiz vardı, partimizden vatandaşlar vardı. Hep beraber ‘Güngören için neler yapabiliriz’i konuştuk.” Bu konuşmaların kendisine yön verdiğinin altını çiziyor Lemi Çelik. Ama Güngören için büyük projeleri var. En büyük hayali, Güngören’i, tekstilin merkezi haline getirmek. Bir başka hayali ise Haznedar’ı, Nişantaşı seviyesine çıkarmak. Güngören’de Trabzonluların sayısı hiç de az değil. Haliyle Trabzonsporluların sayısı da. Lemi, bunu kendisi için bir avantaj görüyor. Muhtemel başarısıyla ilgili herhangi bir şüphe duyanları ise Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Nafiz Özak’a yönlendiriyor: “Bana herhangi bir güveniniz yoksa ‘benim kefilim Faruk Özak’tır, diyorum. ‘Bu işi yapabileceğime inanmıyorsanız gidin beni Faruk abiye sorun’, diyorum. ‘Karakter yapıma karşı bir endişeniz varsa benim kefilim Faruk Özak’tır, diyorum.” Bir zamanlar Trabzonspor’da Lemi’nin başkanlığını yapan bakan Faruk Özak da onun siyasete girmesini olumlu karşılayanlardan. Geçmişte Trabzonsporlu olduğu için parti ayrımı gözetmeksizin herkesin sevgisiyle karşılaşıyordu Lemi. Şimdi ise Cumhuriyet Halk Partisi’nden siyasete girdi. Bu ayrım başına iş açıyor muydu? “Evet, bir sürü hemşehrim arıyor. AK Parti’den girseydin, MHP’den girseydin diyenler var. Ben de onlara şu cevabı veriyorum: Ailece CHP felsefesi ile büyümüş bir insanım. Ama benim ablam hafızdır. Bense 6 yıl Kur’an okudum. Ama biz Atatürk’ün ilke ve devrimlerini de benimsedik. O yüzden CHP’liyim.” Çiçeği burnundaki siyasetçiye CHP’nin çarşaf açılımını soruyoruz. “Ben insanların özel yaşamdaki giyiminin özgür bırakılmasından yanayım. Ama kamudaki giyim ve kuşamı koruyup kollamak gerekiyor. Özgürlüklerin sonu yok.” Aslında onu fazla zorlamak istemiyoruz. Kendisinin halkla iç içe olduğunu biliyoruz. Peki, halkla iç içe olmadığı yönünde eleştiriler alan CHP’den aday olmasının dezavantajlarını görüyor mu? “O anlamda ben de biraz mustaribim. Ama biz CHP’nin halkla bütünleşmesi adına gençlik kolları ve kadın kollarıyla beraber hummalı bir çalışma içindeyiz.” diyor Lemi Çelik ve başından geçen bir olayı bizimle paylaşıyor: “Trabzonlu bir hemşehrime ‘CHP’den aday olduk ne diyorsun?’ dedim. ‘Uuu dinsiz partiden mi?’ diye sordu. CHP maalesef topluma böyle empoze ediliyor. Bir taraf dinli, bir taraf dinsiz gibi gösterilmeye çalışılıyor. Bana göre bu CHP’ye yapılan bir haksızlık.” Lemi Çelik, partisini eleştirebiliyor da... Mesela, Önder Sav’ın Peygamber Efendimiz ile (sas) alakalı sözlerini “Yanlıştı. Onu savunmak mümkün değil.” şeklinde değerlendiriyor. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın “Ergenekon’un avukatıyım” sözleri için ise biraz temkinli konuşuyor: “Burada siyasi bir çatışma olduğu kesin. Birileri ‘bu işlerin savcısıyım’ diyerek siyasi anlamda yelpazeyi genişletiyor. Birisi de diyor ki ‘Yelpazeyi genişletmeniz yanlış. Suçu olmayan insanların avukatlığını yapmalıyız.’ Bu anlamda Deniz Bey’in sözleri bana biraz mantıklı geliyor.” Lemi Çelik ısrarla siyasetten beklentisi olmadığını vurguluyor: “Büyük bir iddiam yok. Yüreğimden ne geçiyorsa halka bunları anlatıyorum. Ben takiyye yapamam, yalan konuşamam. Bembeyaz bir insanım. Halk benim için şunu desin yeter: Lemi diye bembeyaz bir eski futbolcu geldi. Güngören’e 5 yıl hizmet etti. Bembeyaz geldi ve öyle gitti. Kendisinden Allah razı olsun.” Güngören’de işinin kolay olmadığını da biliyor. Zira burası AK Parti’nin kalelerinden biri. Son seçimde AK Parti burada yüzde 50’nin üzerinde oy almış. Ancak kendisini tanıyan ve bilen insanların desteğiyle aradaki farkı kapatmak için var güçle çalıştığını söylüyor. Sloganı: ‘Yar saçların lüle lüle, AK Parti sana güle güle!’ Siyaset aynı zamanda para harcamaktır. Peki, Lemi seçim çalışmaları için iş adamlarından destek alıyor mu? “Harcamalarımızın çoğunu genel merkezimiz karşılıyor. Bunun yanında beni tanıyan seven dostlarım var. Neredeyse hepsi başka partiden. Onların da katkısı var. İnanın ‘Bu çocuğun bu işe yatıracak parası yoktur’ diyen AK Partili dostlarım bile bana maddi destek veriyor.” NEDEN ‘BAŞBAKAN’ DEDİLER? Hazır Lemi’yi bulmuşken ve o da hazır siyasete girmişken, “Neydi bu ‘Başkakan Lemi’ tezahüratlarının perde arkası?” diye soruyoruz. Lemi Çelik, olayı şöyle anlatıyor: “1990’lı yıllarda en iyi dönemimizde taraftarımız bize içerideki maçlarda inanılmaz bir baskı yapıyordu. En ufak bir yanlışta inanılmaz tepki gösteriyorlardı. Biz de bu halden kurtulmak için futbolcu arkadaşlarla taraftarlarımızı bilgilendirme toplantıları yapmaya başlamıştık. Hami, Ogün, Abdullah lokallere gidip konuşuyorduk. Birgün Trabzonspor Taraftarlar Derneği’ne gittik. Orada ben öyle bir konuştum ki dernek başkanı aşka geldi ve ‘Bizim Lemi başbakandan daha güzel konuşuyor ya!’ dedi. Ondan sonra da adımız ‘Başbakan Lemi’ kaldı. Futbolu bırakana kadar da bana ‘Başbakan Lemi’ diye tezahürat yaptılar.” AKSİYON
<< Önceki Haber Başbakan, CHP'den siyasete girdi ! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER