Aynı 28 şubattaki gibi!

Samanyoluhaber.com Yazarı, Arif Özutku Kazakistan'daki Türk Liseleri'nde öğretmenlik yaparken yaşadığı olayı anlattı.

Aynı 28 şubattaki gibi!

Samanyoluhaber.com Yazarı Arif Özutku, dünyanın dört bir tarafındaki Türk Okullarıyla ilgili bugünlerde yaşananlara bakınca, oldukça benzerlik gösteren 28 Şubat'taki bir olayı kaleme aldı.


Yirmi Sekiz Şubat’ın o en hararetli günlerinde Kazakistan’daki Türk Liseleri’nde öğretmenlik yapmaktaydım. O zaman Türkiye’ye hükmetmekte olan dar oligarşik kadronun ortaya koyduğu insafsızca uygulamaları Ata vatanımızdan takip ediyor ve hayret etmekten kendimizi alamıyorduk. Nasıl oluyordu da bu milletin sinesinden çıkmış, göz bebeği kurumlardan yetişmiş insanlar kendi milletine karşı bu kadar kin ve nefret besleyebiliyordu anlamakta zorluk çekiyorduk.

Uydu alıcıları vasıtasıyla hasret gidermek için seyrettiğimiz Türk kanalları her akşam birbirinden beter haberler veriyor binlerce kilometre uzakta bizleri kasvete boğuyordu. İnanmış olmanın bedelini her dönemde olduğu gibi o dönemde de samimi insanlar fazlasıyla ödüyordu. Milletin dişinden tırnağından artırdığı küçücük meblağları bir araya getirerek ihlasla kurduğu müesseseler birer şer yuvasıymış gibi lanse ediliyor, bu kurumlarda görev yapan insanlar vatana kast eden anarşistlerle bir tutuluyordu.

Ülkemizi hak ettiği seviyelere çıkaracak altın nesli yetiştirmekten başka gayesi olmayan bu kurumlara karşı takınılan tavırlar gerçeklikten çok uzaktı. Şükürler olsun ki “Çamur at yapışmazsa izi kalır” mantığıyla yapılan menfi propagandalar tesir etmiyor sine-i millete çarpıp geri dönüyordu. Hangi amaca hizmet ettiği belli olmayan bu mesnetsiz çalışmalar netice alamasa da durmadan şiddetini artırarak devam ediyordu. Doğurgan olan kötülük tutmasa da büyümüş ve bir müddet sonra ülke sınırlarını aşar hale gelmişti. Medya Türk Okullarının görev yaptığı ülke yetkililerine şikayet edileceği haberlerini vermeye başlamıştı. 

Bu şikâyetlerin yapılması ülkemizin medar-ı iftiharı olan ve son asırda bütün dünya milletlerine yegâne ihracı olarak kayda geçen bu okulların görev yaptıkları yerlerde taşıdığı mananın bilinmemesi anlamına geliyordu. Orta Asya Devletlerinin ilk bağımsız olduğu tarihten bu yana bütün dönemlerinde yanlarında olan ve en zor günleri onlarla beraber geçiren bu müesseseler bulundukları ülkenin insanlarıyla çoktan bütünleşmiş bulunmaktaydı. Tek derdi iki milleti birbirine yaklaştıracak aynı zamanda bütün insanlığa faydalı olacak bilimli ve terbiyeli insanları yetiştirmek olan bu okullar bu ülkelerde rüştlerini ispat etmişlerdi.

Bir gün okul müdürü arkadaşlarımızdan bir tanesini üst düzey bir bakanlık görevlisi makamına çağırıp, Türkiye’den kurumlarımızla alakalı yapılan şikâyeti arkadaşımızın şaşkın bakışları arasında kendisine bildirdi. Okullarla alakalı Türkiye’den gelen heyetlerle yaptıkları görüşmelerde heyet üyelerinin bu kurumları ‘iyi tanıyın’ diyerek kendilerine ikazda bulunduklarını, onların bu ikazlarına zaten biz bu insanları çok iyi tanıyoruz, geldikleri günden bu yana ülkemizi uluslararası arenada temsil edecek gurur duyduğumuz donanımlı evlatlar yetiştiriyorlar diyerek cevapladıklarını anlattı.

Müdür arkadaşımız o an yaşadıklarını sonrasında bizlere şöyle anlattı. “Bakanlık yetkilisi bu sözleriyle bana hem moral vermiş hem de ülkesinin vefalı duruşunu sergilemişti. Ama ben duyduklarım karşısında ne diyeceğimi bilemeyerek öylece dona kalmıştım. Zira Türkçe öğrettiğimiz, Türkiye sevgisi aşıladığımız ve yetiştirdiğimiz öğrencilerle ülkemize itibar kazandırdığımız için kendi insanımız tarafından dostlarımıza şikâyet ediliyorduk. Şok yaşıyordum. Benim canımın sıkıldığını görünce meseleyi özetler mahiyette altın kıymetindeki şu sözleri sarf etti :
“Müdür bey bizlere Sovyetler Birliği zamanında pek çok Kazak aydınını düşman gibi lanse ettiler. Yıllarca bu mümtaz şahsiyetlere devrin idarecileri eziyet ettiler ama bugün anlıyoruz ki vatanına milletine hizmet etmekten başka düşüncesi olmayan gerçek vatanseverlermiş onlar.

Sizler de öylesiniz. İnşallah idarecileriniz bizim o dönemde düştüğümüz hatalara düşmeden sizin kıymetinizi bir an önce anlarlar.”

<< Önceki Haber Aynı 28 şubattaki gibi! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER