'Asıl psikolojik harekat bu'

Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkanı Orakoğlu: Belge gerçek miydi, sahte miydi tartışması psikolojik bir harekat

'Asıl psikolojik harekat bu'

Gündemde yeralan darbe hazırlıklarını deşifre eden 'AK Parti ve Gülen'i Bitirme Eylem Planı' belgesi hakkında konuşan uzmanlar, 'Bu belge gerçek miydi, sahte miydi ?' tartışmasının psikolojik bir hareket olduğunu söylerken, darbecilerin üzerine gittiği için polisle uğraşıldığını dile getiriyor. Polis Akademisi öğretim üyesi Önder Aytaç, Ergenekon soruşturması üzerinden polisi yıpratmak isteyenler olabileceğine dikkat çekti. Avukat Serdar Öztürk'ün odasından çıkan Albay Dursun Çiçek imzaeylem planını polislerin koyduğu yönündeki iddialar ile Yarbay Mustafa Dönmez'in, krokileri polisin koyup kendisine komplo kurulduğu şeklindeki iddialarını emniyetin çalışmaları çürütüyor. Polis, yaptığı operasyonların yanı sıra ev ve işyeri aramalarını da saniye saniye kameraya kaydediyor. 'Polisin Arama Yetkisi' adli ve önleme araması olmak üzere ikiye ayrılıyor. Polisin normal durumlarda arama yapması için her zaman 'Hakim Kararı' gerekiyor. Gecikmesinde sakınca olan durumda ise önleme aramalarında Mülki Amirin yazılı emri gerekli. Emniyet güçleri, yıllardır birçok başarılı operasyonlara imza atıyor. Polis kamerası ise en tehlikeli anlarda bile kayıtta tutuluyor. Terörle mücadelede, uyuşturucu ve silah olmak üzere birçok kaçakçılık operasyonları emniyet kayıtlarında yer alıyor. Zanlıların takibi, araçların durdurulması, şahısların gözaltına alınmaları saniye saniye kaydediliyor. Zanlıların tüm ev ve işyerlerinde yapılan aramalarda ise cumhuriyet savcıları ile avukatlar hazır bulunuyor. Bu aramalarda herhangi bir şüphenin oluşmaması için de polis kamerası kayıt yapıyor. Kameranın olmadığı yerlerde arama gerçekleştirilmiyor. Aramaların ayrıca, kare kare fotoğrafı da çekiliyor. Askeri alanlarda yine polis kamerası çalışıyor. Emniyet güçleri, daha kaliteli görüntü almak için teknolojiyi de yakından takip ediyor. Operasyonlar ve aramalar kaydedilirken profesyonel makinalar kullanılıyor. Her önemli olayda bu tür iddiaların ortaya atıldığına dikkat çeken güvenlik güçleri, Ergenekon soruşturması kapsamında ortaya çıkarılan el bombaları, lav silahlarından oluşan cephanelikleri de polisin gömdüğünün ileri sürüldüğünü hatırlatıyorlar. Polisin koyması gibi birşeyin asla mümkün olmayacağını vurgulayan güvenlik güçleri, bu tür senaryoların polisi yıpratma amacını güttüğünü ve olayların üstünün örtülmesinin hedeflendiğini kaydediyorlar. Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkanı Bülent Orakoğlu, "Bu belge gerçek miydi, sahte miydi ?" tartışmasının psikolojik bir hareket olduğunu söyledi. Darbecilerin üzerine gittiği için polisle uğraşıldığını dile getiren Orakoğlu, "Şer odaklarını, darbe ayaklarını ortaya çıkardığı için polisle uğraşılıyor." dedi. Polis Akademisi öğretim üyesi Önder Aytaç ise Ergenekon soruşturması üzerinden polisi yıpratmak isteyenlerin olabileceğine dikkat çekti. "Keşke yalnızca polis değil devletin bütün birimlerinin hepsi bu anlamda sıklıkla mercek altına getirilebilse ve bundan kaçınılmasa." diyen Aytaç, polise yönelik yapılan eleştirileri ise "Hamama giren terler." şeklinde özetledi. Polise ne kadar çok yüklenilirse, ne kadar çok polise 'daha hukuki davran' denilirse, ne kadar çok polis gözetim, denetim altında tutulur, mercek altında sıklıkla getirilirse, kameralar çevrilirse o kadar iyi olacağını ifade eden Aytaç, şöyle devam etti: "Polis, kendi içerisindeki eleştirilerle kendini derleyip toplamak, düzenlemek, daha iyiye doğru adım atmak olmak değil; dışardan yapılmış olan eleştirilerle daha hukuka uygun, daha hesap verebilir şeffaf ve hukukun üstünlüğüne inanır bir yapıya gelmiştir. Keşke yalnızca polis değil, devletin bütün birimlerinin hepsi bu anlamda sıklıkla mercek altına getirilebilse ve bundan kaçınılmasa. Bu daha iyi bir Türkiye'nin olması için bence olmazsa olmaz bir koruyucu unsurdur. Bundan kaçınmamak lazım. Elbette yıpratmak isteyenler olabilir. Bunlar da zaten 'hamama giren terler' anlatımı içerisinde ya da üzerine giydiği beyaz gömlek ile kömür taşımış olma içerisinde belli kirlenmenin olması içerisinde olacaktır. Bundan da kaçmamak gerekir." Ergenekon soruşturmasında polisin, yaptığı herşeyi, savcılığın gözetimi ve denetimi altında idari kolluk olarak jandarma ile birlikte yaptığına dikkat çeken Aytaç, sadece polisin değil, bütün devletin birimleri ve sivil toplum kuruluşlarının operasyona destek verdiğini hatırlattı. "Adil Serdar Saçan'dan İbrahim Şahin'e ordan Hanifi Avcı'ya, Celalettin Cerraha, ordan yeni polis memuruna, akademiyi bitirmiş olan komser yardımcısına kadar polis, muhtemel bir şekilde yapmış olduğu eylem ve işlemlerden idari tasarrufdan dolayı başına gelebilecek olan bütün sıkıntıları bertaraf edecek şekilde konulara yaklaşır." diyen Aytaç, "Yüzde 1 bile kendisine zarar gelme ihtimali olursa üzerindeki insanların kendisini savunamayacağı, savunmayacağı ya da hukuki müessese içerisinde kendi hakkını savunana kadar pekçok sıkıntıya maruz kalacağına inandığı için yüzde 100 garantili olan, yüzde yüz somut delili olmayan şeyleri yapması mümkün değil. Şu ana kadar Türkiye'de gözaltına alınmayanlar alınmışsa, tutuklanmayanlar tutuklanmışsa o zaman yalnızca polisin, yalnızca yargıdaki hakim ve savcının bu olaylara bakış açısı sonucunda bu gözaltına alınma ve tutuklanmalar değil, bence devletin bütününde askeriyesinde, MİT'inde, siyasi erkinde, polisinde askeriyedeki bütün birimlerin hepsinde genel bir konsensusla devletin içerisinde devletin gücünü kullanan kişilerin yok edilmesi, hukuki yollarla temizlenmiş olması bağlamında bir adım atılmıştır." diye konuştu. (CİHAN)
<< Önceki Haber 'Asıl psikolojik harekat bu' Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER