AYM Sulh Ceza Hakimlikleri'nin kuruluşunu uygun buldu

Anayasa Mahkemesi Eskişehir 1. Sulh Ceza Hakimliğinin, Sulh ceza Hakimliklerinin Anayasa'ya aykırı olduğu yönündeki itiraz başvurusunu reddetti. AYM, hakimliklerin kuruluşunu uygun bulurken, yetki iptali davasını henüz karara bağlamadı.

AYM Sulh Ceza Hakimlikleri'nin kuruluşunu uygun buldu

Geçitiğimiz Haziran ayında 6545 sayılı Kanun'un 48. Maddesiyle Sulh Ceza Hakimlikleri kurularak bu hakimliklere olağanüstü yetkiler verilmişti. Hükümet kontrolündeki HSYK tarafından Çağlayan Adliyesi'ne atanan 6 hakimle pekçok kişinin hukuksuz yere tutuklanmasına karar verildi. Eskişehir 1. Sulh Ceza Hakimi, söz konusu hakimliklerin kurulmasının ve bu hakimliklere verilen yetkilerin Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne itiraz başvurusunda bulundu. Başvurunun ilk incelemesini yapan AYM, başvurunun şekil şartlarına uygun yapıldığını belirterek, esasa geçti. Başvuruyu dün esastan inceleyen AYM, başvuruda belirtilen 6545 sayılı kanunun 48 ve 74. Maddelerinin Anayasa'ya aykırı olmadığına karar vererek, başvuruyu reddetti.

KAPALI DEVRE YARGI SİSTEMİ GETİRİYOR

Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun da Anayasa Mahkemesi'ne taşıdığı maddelerde, Sulh ceza hâkimliği kararlarına yapılan itirazların incelenmesi, numara olarak kendisini izleyen hâkimliğe veriliyordu. Söz konusu hakimliklerin kuruluşu o dönem Başbakanlık koltuğunda oturan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından “Bir proje hazırlıyoruz” şeklinde kamuoyuna açıklanmıştı. Hakimlikler, kapalı devre yargılama sistemi getirdiği ve ikili itiraz sistemine olanak tanımadığı için Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı olduğu eleştirilerine muhatap olmuştu. Ayrıca, özel bir yargılama için kurulduğu gerekçesiyle Anayasa'daki tabii hakim ilkesinin ihlal edildiği belirtiliyordu.

AYM, Eskişehir Sulh Ceza Hakimliğinin başvurusunu reddederken, bugüne kadar CHP'nin başvurusunu karar bağlamadı. CHP'nin başvurusunda, Sulh Ceza Hakimliklerinin kurulmasına yönelik bir talep bulunmazken, verilen yetkilerin Anayasa'ya aykırı olduğu belirtiliyordu.

İŞTE O MADDELER

MADDE 48 – 5235 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Sulh ceza hâkimliği   

MADDE 10- Kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller saklı kalmak üzere, yürütülen soruşturmalarda hâkim tarafından verilmesi gerekli kararları almak, işleri yapmak ve bunlara karşı yapılan itirazları incelemek amacıyla sulh ceza hâkimliği kurulmuştur.   

İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde birden fazla sulh ceza hâkimliği kurulabilir. Bu durumda sulh ceza hâkimlikleri numaralandırılır. Müstakilen sulh ceza hâkimliğinde görevlendirilen hâkimler, adli yargı adalet komisyonlarınca başka mahkemelerde veya işlerde görevlendirilemez.   

Sulh ceza hâkimliğinde bir yazı işleri müdürü ile yeteri kadar personel bulunur.   

Sulh ceza hâkimliği, her il merkezi ile bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen ilçelerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak Adalet Bakanlığınca kurulur.   

Sulh ceza hâkimliği bulundukları il veya ilçenin adı ile anılır.   

Sulh ceza hâkimliğinin yargı çevresi, bulundukları il merkezi ve ilçeler ile bunlara adli yönden bağlanan ilçelerin idari sınırlarıdır.   

Ağır ceza mahkemeleri ile büyükşehir belediyesi bulunan illerde, büyükşehir belediyesi sınırları içerisindeki il ve ilçenin adı ile anılan sulh ceza hâkimliğinin yargı çevresi, il veya ilçe sınırlarına bakılmaksızın Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenir.   

Coğrafi durum ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak bir sulh ceza hâkimliğinin kaldırılmasına veya yargı çevresinin değiştirilmesine, Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca karar verilir.”

MADDE 74 – 5271 sayılı Kanunun 268 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) ve (b) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“a) Sulh ceza hâkimliği kararlarına yapılan itirazların incelenmesi, o yerde birden fazla sulh ceza hâkimliğinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen hâkimliğe; son numaralı hâkimlik için bir numaralı hâkimliğe; ağır ceza mahkemesinin bulunmadığı yerlerde tek sulh ceza hâkimliği varsa, yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine; ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerlerde tek sulh ceza hâkimliği varsa, en yakın ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine aittir.

b) İtiraz üzerine ilk defa sulh ceza hâkimliği tarafından verilen tutuklama kararlarına itiraz edilmesi durumunda da (a) bendindeki usul uygulanır. Ancak, ilk tutuklama talebini reddeden sulh ceza hâkimliği, tutuklama kararını itiraz mercii olarak inceleyemez.”

ZAMAN
<< Önceki Haber AYM Sulh Ceza Hakimlikleri'nin kuruluşunu uygun buldu Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER