17 Ağustos ders olmadı!

Asrın depremi olarak anılan 17 Ağustos Depremi, bugün 11. yılına girdi.

17  Ağustos ders olmadı!

20. yüzyılın en büyük depremleri arasında yer alan felaketin ardından konutları depreme karşı güvence altına almak için Doğal Afet Sigortaları Kurumu hayata geçirildi. Ancak 11 yılda Türkiye'deki 13 milyon konuttan sadece yüzde 25'i sigortalandı. Bugün, arkasında yıkık dökük binalar ve hayatlar bırakan Marmara Depremi'nin 11. yıldönümü. 17 bin 480 kişinin ölümüne ve 379 bin 479 binanın hasar görmesine sebep olan felaketin ardından gündeme gelen inşaat sektörü ve yapı denetimindeki eksiklikler hâlâ tartışılıyor. Bir taraftan ihmaller sorgulanırken diğer yandan ilgili kurumlar muhtemel yeni depreme karşı hazırlık yapıyor. Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK), asrın depreminin hemen akabinde hayata geçirilen projelerden sadece biri. Kamu ve özel sektörün el ele verdiği projenin amacı; zorunlu deprem sigortası kapsamında depremin sebep olduğu maddi zararları karşılamak. Ancak vatandaşlar DASK'a pek ilgi göstermiyor. Şu an Türkiye'deki 13 milyon konuttan sadece 3,2 milyonu (yüzde 25) sigortalı. DASK Yönetim Kurulu Üyesi ve Eureko Sigorta Genel Müdürü H.Okan Utkueri, sigorta oranındaki düşüklüğü Türkiye'de genel anlamda sigorta kültürünün gelişmemesine bağlıyor. Utkueri, "Türkiye'de en bilinen kasko sigortasıdır. O bile yüzde 30'larda." diyor. DASK'ın en çok eleştirilen tarafı ise sigortanın zorunlu olmasına rağmen herhangi bir ceza uygulamaması. Utkueri, cezaya gerek kalmadan insanlara sigorta bilincinin verilmesi gerektiğini savunuyor. Işık Sigorta Genel Müdürü Recep Koçak da sigorta sistemine olan ilgisizliğin, sigorta bilincinin yetersizliğinden kaynaklandığını söylüyor. DASK'ın bu bilinci artırmaya yönelik başarılı bir adım olduğunu belirten Koçak, "DASK oranının artmasını sağlamak bir devlet politikası olmalı." diye konuşuyor. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırmaları Enstitüsü Müdürü ve DASK Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Erdik ise Meclis'te bekleyen Zorunlu Deprem Sigortası Kanunu Tasarısı'nın bir an önce yasalaşması gerektiğini vurguluyor. Tasarıdaki eksikliklere dikkat çeken Erdik, şunları kaydediyor: "En büyük eksiklik sigortaların konut bazlı yapılması. Oysa binanın tamamına sigorta yaptırılmalı. Büyük şehirlerde deprem sigortası olmayan yerlere elektrik ve su gibi hizmetler götürülmemeli. DASK'tan sadece belediye sınırları içindeki meskenler değil, işyerleri de yararlanmalı." Erdik, İstanbul'da 7 şiddetinde bir depremde binaların yüzde 40'ının hasar göreceği ve 30 bin insanın öleceği uyarısında da bulundu. DEPREM TIR'I TAKSİM'E ÇIKTI Bu arada DASK, halkı depreme karşı bilinçlendirmek amacıyla Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü ile ortaklaşa yola çıkardığı Kuzey Anadolu Fay Hattı TIR'ını Taksim Meydanı'na çıkardı. TIR'da oluşturulan simülasyon ile vatandaşlara deprem hissi yaşatılıyor. Zorunlu Deprem Sigortası bilincini artırmak için halka bilgiler veriliyor. Deprem TIR'ı, 22 Ağustos'a kadar ziyaret edilebilecek. Deprem sigortası aylık sadece 11 TL Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdür Yardımcısı ve DASK Yönetim Kurulu Başkanı Selamet Yazıcı, konutlar için hayati önem taşıyan zorunlu deprem sigortasının (ZDS) aylık ortalama 11 lira olduğunu belirtiyor. Bu miktarın deprem riski oranına göre değişiklik gösterdiğini anlatan Yazıcı, "Fakat ortalama yıllık 90 TL gibi bir miktara denk geliyor. Şimdilik Türkiye'nin yüzde 25'i DASK yaptırdı. Kocaeli, İstanbul, Ankara gibi illerin oranı oldukça yüksek iken, Doğu Anadolu Bölgesi fazla sigorta yapmıyor. Amacımız 5 yıl içerisinde bu oranı yüzde 65'lere çıkarmak." diyor. Şu anki DASK mevzuatında zorunlu deprem sigortası yaptırmayanlar için parasal bir ceza olmadığını kaydeden Yazıcı, "Ancak iki müeyyide var. Birincisi, tapuda işlem yaparken kontrol ediliyor, eğer ZDS'niz yoksa tapu işleminizi yapamıyorsunuz. İkincisi, bankadan konut kredisi kullanırken ZDS yaptırmanız şart koşuluyor. Meclis'te bekleyen tasarıyla DASK'ın kurumsal altyapısı güçlenecek. ZDS'nin kontrol noktaları ve müeyyideleri artırılacak. Ayrıca diğer doğal afetler için de sigorta teminatı verme olanağı getiriliyor." bilgisini veriyor. 'Afetlere öncelik veren imar yasasının çıkarılması şart' TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Genel Başkanı Dündar Çağlan, Türkiye'nin, sadece Marmara değil, Doğu Anadolu fayındaki yerleşimleri de etkileyebilecek 7 şiddetinin üzerinde deprem riskiyle karşı karşıya olduğunu söyledi. Jeoloji Mühendisleri Odası'nda düzenlediği basın toplantısında 'Deprem ve Deprem Yönetimi Raporu'nu açıklayan Çağlan, Türkiye'de depreme yönelik uygulamaların parça parça yerine getirildiğini ancak bir koordinasyon içerisinde çalışma yapılmadığını belirtti. Afet mevzuatındaki çok başlılığın giderilmesi gerektiğini ifade eden Çağlan, "En son Afet Acil Durum Yönetim Başkanlığı oluşturulmasına rağmen bu kurulun eşgüdümü ve koordinasyonu sağlayacak nitelikte ve yapılanmada olmadığı görülmektedir. 'Afet Müsteşarlığı'nın oluşturulması gerekli." dedi. Mimar Mühendisler Grubu Yerbilimleri Komisyonu Başkanı Kadem Ekşi, Türkiye'de afetlere öncelik veren bir imar yasası çıkarılması gerektiğini bildirdi. Ekşi, "Zemin etütlerinde farklı durumlardan ortaya çıkan çifte standart uygulamalarının önüne geçilerek gerçekçi, güvenilir, doğru çalışmaların önü açılmalı. Deprem bölgelerinde yapılacak yapılar hakkındaki yönetmelik revize edilmeli, uygulanmalı ve denetimi sağlanmalı. Deprem tehlikesi her düzeydeki vatandaşımıza anlatılmalı, yaygın ve etkin bilgilendirme programı uygulanmalı." önerisinde bulundu. Tüm İnşaat Müteahhitleri Federasyonu Başkanı Tahir Tellioğlu ise felaketin üzerinden 11 yıl gibi uzun bir süre geçmesine rağmen can ve mal kayıplarının en önemli nedeni olan yapı kalitesizliğini iyileştirme ve müteahhitlik mesleğini disipline etme anlamında karınca boyu yol alınamadığını savundu. Bu arada İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı tarafından yapılan çalışmalarda, Marmara Bölgesi'nde meydana gelebilecek, büyüklüğü 7,5 ve 7,7 iki ayrı deprem senaryosunda 50 bin ile 60 bin arasında ağır hasarlı bina, 500 bin ile 600 bin arasında evsiz aile, 70 bin ile 90 bin civarında ölü, 120 bin ile 130 bin civarında ağır yaralı olabileceği öngörülüyor. 'O gece' hayalleri de yıkıldı 11 yıldır, kaybolan kızını arıyor Gölcük'te yıkılan evlerinin enkazından yaralı çıkarılan Nilgün Karamel, o gün 6 yaşında olan kızı Gözde'yi bitmeyen bir umutla arıyor. Depremden 1 ay sonra görüştüğü komşusu Teğmen S.S., o gece Gözde'yi oturdukları binanın yanındaki boş alanda bulmuş. Gözde'yle birlikte askerî hastaneye gitmiş. Ancak hastanede bayılmış. Sonra Gözde'yi bir daha görmemiş. 2 çocuk annesi Karamel, hâlâ kızına ulaşmaya çalışıyor. Deprem olmasaydı evlenecektim Kocaeli'nde depremde yıkılan evlerinin enkazı altında kalan Şükran Salas (33), omuriliği zedelendiği için 11 yıldır yatağa mahkum. O günlerde evlilik hayali kurduğunu anlatan Şükran, "Deprem olmasaydı üç gün sonra evleneceğim gencin ailesi beni istemeye gelecekti. Ben sakat kalınca başkasıyla evlenmiş." diyor. Yaşlı ve sağır annesinin baktığı Şükran, fizik tedavi görebilmek için yardım istiyor. Evlatlarına özlemini şiirlere döküyor Gölcük'te yıkılan evlerinin enkazından yara almadan kurtulan ancak 13 ve 6 yaşlarındaki 2 çocuğunu kaybeden Erdoğan Ağdaş, evlatlarına duyduğu özlemi şiirlere döküyor. Ağdaş, o geceyi şöyle anlatıyor: "Saat 03.02'de depremle uyandım. Evimiz yıkıldı. Enkazdan çıktım, eşimi de çıkardım. Ancak çocuklarımın bulunduğu odanın üzerine yan bina devrilmiş. Ne yaptıysak onları çıkaramadık." Annesi ve erkek kardeşini kaybetti Marmara Depremi'nde 3 saat enkaz altında kaldıktan sonra ağır yaralı olarak kurtarılan Nagihan Çamur (32), tekerlekli sandalyeye bağlı yaşıyor. Depremde annesi ve erkek kardeşini kaybeden Nagihan, ablasıyla beraber enkazdan sağ kurtulmuş. Ancak evin tavanı Nagihan'ın belinin üzerine yıkıldığı için omurilik felci olmuş. Nagihan, sosyal güvencesi olan bir işte çalışmak için devlet büyüklerinden destek bekliyor.
<< Önceki Haber 17 Ağustos ders olmadı! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER