Gökçek'in kozu 15 Temmuz gerçekleri mi?

''Kulislerde, Gökçek’in elindeki kozlar nedeniyle boyun eğmek istemediğine ilişkin söylentiler dolaşıyor. Peki nedir bu kozlar? Herkesin bildiği, zannettiği, tahmin ettiği gibi Gökçek’in yolsuzlukları, yasa dışı işleri ve Ankara’yı talan etmesiyle ilgili dosyalar mı bunlar? Yoksa başka bir mesele mi var?''

SHABER3.COM

Koray Düzgören / artigercek.com
Gökçek’in kozu 15 Temmuz mu?

Doğu Perinçek bir televizyon programında 'Darbeden bizim de önceden haberimiz vardı Melih Gökçek'in de' dedi. Hatta, hükümetin de darbe girişiminden önceden haberi olduğunu iddia etti.
 
Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın istifa çağrılarını günlerdir yerine getirmiyor.

AKP’de yenilenme gerçekleştirmek gerekçesiyle parti kadroları ve belediye başkanları arasında tasfiyeye başlayan Erdoğan’ın görevden ayrılmasını istediği başkanların bir kısmı zorluk çıkarmadan istifa etti.

Bir kısmı ise direniyor. Bunların başında da Melih Gökçek var.

Erdoğan’ın her gün yaptığı sert çağrıların, ayrılmazlarsa takibat açılacağına ilişkin tehditlerin işe yaramadığı ortada. İstifa hala gerçekleşmedi.

Bu istifa nasılsa gerçekleşecek ama Gökçek’in de elindeki bazı kozlara, belgelere ya da bilgilere güvenerek direndiği de çok belli oluyor.

Kulislerde, Gökçek’in elindeki kozlar nedeniyle boyun eğmek istemediğine ilişkin söylentiler dolaşıyor.

Peki nedir bu kozlar?

Herkesin bildiği, zannettiği, tahmin ettiği gibi Gökçek’in yolsuzlukları, yasa dışı işleri ve Ankara’yı talan etmesiyle ilgili dosyalar mı bunlar?

Yoksa başka bir mesele mi var?

Bu iddiayı okuyunca M. Gökçek’in cüretkar direnişinin çıkar ilişkilerinin, yolsuzluk dosyalarının çok ötesinde derin nedenleri olabileceğini düşünmeden edemiyor insan. 

Merak ettiğimiz bu sorunun yanıtını, Erdoğan iktidarının ortağı olduğunu iddia eden Vatan Partisi’nin genel Başkanı Doğu Perinçek önceki gün (19 Ekim), bir televizyon programında tabii iddia olarak açıkladı.

Programda 15 Temmuz darbesinden söz edilirken, “Darbeden bizim de önceden haberimiz vardı Melih Gökçek'in de" dedi. Hatta, Hükümetin de darbe girişiminden önceden haberi olduğunu iddia etti ve şunları söyledi:

"Dugin, bize Türk askerinin olağanüstü bir hareketlilik içinde olduğunu söyleyince, bunu hükümete söylemesini belirttik. O da bize söylediklerini Ankara'ya gittiğinde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'e söyledi. Hükümetin darbe teşebbüsünden önceden haberi vardı. Ben biliyorsam bunu MİT bilmez olur mu?" 

Bunlar çok ciddi iddialar.

Peki, Perinçek'le görüş teatisinde bulunan ardından da hükümete darbeyi haber vermek için Gökçek’le görüşen Dugin kimdi? Öyle ya, Perinçek "Dugin bize söyledi" derken sanki herkesin bildiği bir isimden söz ediyordu. Aslında Aydınlık okurları ve Ulusal TV izleyicileri için yabancı bir isim değil gerçekten de Dugin, sık sık buralarda boy gösteriyor. Ama Türkiye'deki darbeyi önceden bilen, Perinçek - Gökçek yelpazesinde kolaylıkla görüşmeler yapan bu isim, Türkiye'de neyin peşinde?   

Hafızamı zorlayınca aylar önce Armağan Kargılı’nın Artı Gerçek’te çıkan bir analizinde hem bu isimle ilgili ayrıntılı bilgileri hem de Dugin’in darbeyi Gökçek’e haber vermesine ilişkin satırları okuduğumu anımsadım.
 
ERDOĞAN'LA PERİNÇEK İLİŞKİSİ

Arşivden o yazıyı çıkarınca durum anlaşıldı.

Yazı, ‘Rusya’nın yeni Rasputin’i başlığını taşıyor ve şöyle başlıyor:

“Geçtiğimiz hafta (Bu yazı Mart 2017’de yayınlandı) Britanya’nın artık sadece İnternet üzerinden yayın yapan Independent gazetesi ve Bloomberg TV’nin internet sayfalarında Türkiye- Rusya ilişkilerinde arabuluculuk yapan gizemli bir isim üzerine bir analiz yayınlandı. Henri Meyer ve Onur Ant, Alexander Dugin ve onun kapalı kapılar ardındaki ilişkilerini İngilizce olarak kaleme aldılar. Hem bu gazetecilerin yazısından hem de diğer medya organlarından bir derleme yaptık. Ortaya çıkan sadece Alexander Dugin portresi olmadı, Türkiye’nin nasıl bir oyunun parçası haline getirildiğinin izlerine ulaştık.”

Yazı daha sonra Dugin’i ve Türkiye’deki faaliyetlerini onun ilişkilerini anlatıyor.

“Bir çok kişi ona kızıl sakalları ve Devlet Başkanı Putin üzerindeki etkisi nedeniyle Rusya’nın yeni “Rasputin”i diyor. Rusya’nın dış politikasını şekillendirmede aracılık yaptığı iddia ediliyor. Koyu bir Ortodoks ve Slav milliyetçisi. Büyük Rusya hayalleri kuruyor. Bu isim sadece Türk dış politikasına değil, iç politikaya sihirli dokunuşları nedeniyle özellikle de AKP ve Vatan Partisi tarafından yakından tanınıyor. Hatta Erdoğan – Perinçek ikilisini yakınlaştıran, Perinçek’in, bizim görüşlerimiz iktidarda, dediği fikir adamının aslında faşist Dugin olduğu söyleniyor. Kasım 2016’da AKP’nin Meclis grup toplantısında Başbakan Binali Yıldırımla fotoğrafları boy boy medyada yer almış. Vatan Partisi’nin özellikle eski asker kanadıyla yakın ilişkileri var, sık sık Ulusal TV’ye ve TRT’ye konuk oluyor. Türk medyasına verdiği demeçlerden toparladığımız bazı görüşleri özetle şöyle:

'ABD'nin planladığı şekilde değil, Rusya ve Türkiye olarak kendi Kürt planımızı oluşturmalıyız. Kendi Avrasyalı Ortadoğumuz konusunda genel bir plan geliştirmeliyiz. İran, Türkiye, Rusya ve gerçek Araplar burada olmalı, ABD ve NATO olmamalı. Ortadoğu problemini çözmenin tek yolu bu.'

'Biz Rusya olarak, Türkiye'nin Amerika güdümündeki Nato ve AB’den uzaklaşmasını ve kurulacak Avrasya bloğunun karar vericilerinden birisi haline gelmesini arzu ediyoruz. (15 Temmuz) Bu başarısız kalkışmayla görüldü ki Amerika, Türkiye'nin müttefiki gibi değil onu işgal etmek için yol arayan bir güç gibi davranıyor.'

'Avrasya Bloğunun oluşmasında din, birinci planda değildir. İttifak içinde olduğumuz İran, Şii dünyasının lideri konumundadır. Amerika'nın İslam dünyasını kontrol etme projesine karşı çıkan denge unsuru olması açısından Şiilik, Rusya menfaatlerine en uygun akım olarak görülmekte ve desteklenmektedir. Ancak Şiilik ve Sünnilik arasında kesin bir çizgi vardır ve İran'ın Sünni İslam alanlarına etki etmesi bu ayrım sebebiyle mümkün değildir. Bu sebeple Amerika etkisi dışında bir Türkiye'nin Sünni İslam aleminin liderliğini alması, halifeliğini yapması Rusya'nın desteklediği ve bu desteği her alanda göstermekten çekinmeyeceği bir durumdur.'

 'Sünni İslam'ın yaşandığı ülkelere Amerikan yanlısı Vahabilik ve selefilik akımının etki etmesindense Türkiye halifeliğindeki bağımsız bir Sünni İslam alemi Rusya'nın çıkarları ile örtüşmektedir. Bu sebeplerle Rusya, Türkiye'nin islam halifeliği fikrini tam olarak desteklemektedir.'

Özellikle mezhepsel farklılıklar konusundaki bu bölümleri bir süredir Erdoğan’ın İdlib operasyonuna katılarak anti-emperyalist bir çizgiye döndüğünü ileri süren bazı yazarların yazılarında rastlamak mümkün. Böylece Dugin'in kimleri etkilediği de ortaya çıkmış oluyor.

DUGİN GÖKÇEK’LE GÖRÜŞÜYOR

İşte kısaca böyle özetleyebildiğimiz görüşlerin sahibi Alexander Dugin’in 15 Temmuz sabahı Ankara'da bir grup istihbarat görevlisi ve AKP yöneticileri ile toplantıda olduğu, Melih Gökçek’le görüştüğü Tayyip Erdoğan’a darbe girişimi olacağı haberini gönderdiği Avrasyacı bazı medya organlarında yer aldı. Henry Meyer ve Onur Ant’ın Independent ve Bloomberg'deki yazısına göre ise ordunun bir kalkışma içerisinde olduğu haftalar öncesinden Dugin aracılığıyla Türkiye’ye bildirildi.

Aynı yazıda dile getirilen iddialardan bazıları şöyle.

“Rus savaş uçağının Türkiye sınırında düşürülmesinin ardından 3. dünya savaşı senaryolarının bile konuşulması üzerine bu ateşli filozof (Dugin), her iki ülkedeki ilişkilerini devreye soktu. Bu bilgiyi, Putin ile Erdoğan arasında giderek tehlikeli bir kan davasına dönüşen bu çatışmayı bitirmek için Moskova'ya giden emekli Türk generali anlattı. Bu yakınlaşma sayesinde, Obama yönetimi Suriye'de devre dışı kalırken ibrenin Esad'dan yana dönmesi sağlandı. Türkiye'nin NATO'dan uzaklaştırılması sayesinde de Amerika'nın küreselleşme tezlerine karşı geliştirilen Rusya öncülüğündeki İran'ın da dahil olduğu Rus-İslam paktına bir adım daha yaklaşılmış oldu.

Dugin'in geçtiğimiz Kasım ayında aralarında Erdoğan'ın kuzeninin de bulunduğu bir heyetin Kırım ziyaretini organize etmesini ise Rus bürokratlar bile övgüye değer buluyorlar. Bunun Kırım'ın Rus toprağı olarak tanınmış olması anlamı taşıdığını söylüyorlar.

Ant ve Meyer’e göre, Dugin'in Erdoğanla Rus jeti krizini çözmek için devreye girdiğini Genelkurmay eski istihbarat Daire Başkanı Ergenekon sanığı, Vatan Partili emekli General İsmail Hakki Pekin de doğruluyor. Pekin, 2015 aralığında Rus jeti krizini çözmek için Dugin'in ayarladığı emekli ve görevdeki Rus bürokratlarla 4 gün süren görüşmeye giden 5 Vatan Partisi üyesinden birisiydi. Bu ziyaret sırasında Dugin, Türk delegasyonunu özel bir yerdeki gizli bir odada kendi velinimeti mültimilyoner, Rus Ortodoks kilisesiyle sıkı ilişkileri olan Konstantin Malofeev ile de görüştürdü. Bunu Pekin, Ankara'da kendisiyle yapılan bir görüşmede anlattı. Malofeev ve Dugin, Ukrayna'daki Rus yanlılarını desteklemek için kurdukları bir TV kanalına da sahipler.

Malofeev'in Putin'in sağ kolu olduğu iddia ediliyor. İsmail Hakkı Pekin, kendilerinin Malofeev'le görüşmesini aynı söyleşide, "Ne söylersek aynen Putin’e gideceğini biliyorduk” diye tanımlıyordu. Kendilerinin de Erdoğan karşıtı olarak tanınmalarının Erdoğan hükümeti konusunda söyleyeceklerini daha inanılır hale getirdiğinin de altını çiziyordu.

Rus uçağını düşüren pilotun tutuklanmasının ardından Erdoğan 27 Haziran'da Rusya'dan özür diledi. Pekin'in anlattığına göre, bundan 3 hafta sonra, Dugin ve Malofeev'in özel yerde gizli odada kendilerine söylediği, gelişmelerden hoşnut olmayan askerlerin darbe yapacağı iddiası gerçek oldu.

Dugin, askeri kalkışma sırasında Ankara'daydı. Türkiye'nin Rusya ile ilişkilerinin düzelmesi üzerine bir dizi TV programına katıldı. Bunlardan sonuncusu da el konulmadan iki buçuk saat önce TRT'ye yaptığı yorumdu.”

Nasıl, Perinçek’in açıklamalarıyla A. Kargılı’nın Türk ve dünya medyasında yazılanlardan yola çıkarak derlediği bu iddialar neredeyse tümüyle örtüşüyor.

İşin ilginç yanı, Perinçek buna benzer iddiaları ne zamandır dile getiriyor ama ne AKP’den ne de Erdoğan’dan en ufak bir yalanlama, karşı çıkış bile yok.

Ama bu ilişki nedeniyle yapılanlara emperyalizmle mücadele diyebiliyorlar.

Biz ise,“Rusya’nın kucağında emperyalizmle mücadele olur mu?” demiştik.

Az bile söylemişiz…

<< Önceki Haber Gökçek'in kozu 15 Temmuz gerçekleri mi? Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER