Ekonominin nasıl gittiğini bilmek için uzman olamaya gerek yok...

Türkiye’de faizlerin inebileceğini zanneden Saray eşrafı iki haftada bir, Saray’da faiz toplantısı yapıyor... Ama yine de faizleri indiremiyorlar... Bu gidişle faiz inermi yoksa KHK mı çıkartacaklar

SHABER3.COM

SEMİH ARDIÇ- TR724.COM


Şubat ayının enflasyon verileri açıklandı. Tüketici Fiyatları (TÜFE) aylık yüzde 0,73, senelik yüzde 10,26 arttı. Üretici Fiyatları ise önceki aya göre yüzde 2,68 artarken imalat sanayiinde senelik enflasyon yüzde 15,50. Almanya’nın senelik enflasyonuna bedel aylık bir enflasyon canavarımız olduğu için ne kadar iftihar etsek azdır!

TÜFE sepetinde yer alan harcama gruplarında gıda ve ulaştırma gibi hane halkının en fazla harcama yaptığı kalemlerde fiyat artışları dolu dizgin. Bakanların ucuzluk vaatleri çarşı pazara inmemiş anlaşılan.

GIDA ENFLASYONU YÜZDE 10,3

Gıda ve alkolsüz içeceklerin fiyatı şubatta yüzde 2,24 arttı. Gıdada senelik artış yüzde 10,3’e çıktı. Şubat’ta 2017 senesinin Şubat ayına nazaran ulaştırma yüzde 13,19, giyim ve ayakkabı yüzde 11,77, lokanta ve oteller yüzde 11,53 ve eğitim yüzde 10,88 daha pahalı hale geldi. Eğlence ve kültürde yüzde 1,89, ev eşyasında yüzde 1,23 ve lokanta ve otellerde yüzde 0,95 artış görüldü.

Tüketiciyi alakadar eden zam sağanağı sadece TÜFE ile mahdut değil. Yurtiçi Üretici Fiyatları (Yİ-ÜFE) yeniden yükselmeye başladı. ÜFE’nin Şubat’ta yüzde 15,50 olarak tahakkuk etmesi Mart’ta ve müteakip aylarda yeni zamların habercisidir. İmalattaki maliyet gecikmeli de olsa etikete aksettirilecek. İmalat sanayiinin en mühim girdisi kabul edilen enerji maliyeti yüzde 12,1 arttı. ÜFE’deki temayülü veren diğer alt gruplarda da aylık enflasyon yüzde 1,5’in fevkinde.

Bunun mânâsı şu ki önümüzdeki aylarda imalattan sofraya kadar zam sağanağı devam edecek.

HER HALÜKÂRDA AKARYAKITA ZAM!


Petrolün varil fiyatının dünyada büyüme motorunun hızlanması ve artan enerji talebine bağlı olarak en azından 65-70 dolar seviyesinin altına düşmeyeceği, hatta tırmanabileceği dikkate alındığında akaryakıtta ucuzluk için ümitlenmeyi icap ettirecek pek sebep görünmüyor.

Hükümet dünyanın en fahiş akaryakıt vergisinden vazgeçmeyeceğine göre geriye birim fiyatın düşme ihtimali kalıyor ki mevcut şartlarda ucuzluk mümkün değil. Döviz ile ithal edilen petrolün fiyatı yerinde saysa bile kur arttığında akaryakıta kur zammı geliyor.

Akaryakıt zammının enflasyonu nasıl yükselttiği ortada. Türkiye İstatistik Enstitüsü’nün (TÜİK) sık sık formül değiştirmesi bile enflasyona çare olmuyor. Enflasyon bu sene de çift hanede seyredecek. Geçen sene aylık ve senelik oranların yüksek olması 2018 enflasyonunda avantaj olabilirdi. Zamlar yüzünden o fırsat kaçırılacak gibi.

ENFLASYON KATILAŞIYOR

TÜİK verilerinde göremeyeceğimiz bir husus var ki orası enflasyonun bamtelidir. Türkiye’de fiyat davranışları artık tamamen enflasyonist iklimle uyumlu cereyan ediyor. Alan da satan da yeni zam geleceği ihtimali ile fiyat tespit ediyor.

Bu ümitsiz bakış fiyat davranışlarında belirleyici hale geliyor ki enflasyonun düşmesinde en mühim husus olan psikolojik faktörler destekten ziyade köstek oluyor. Market raflarında etiketlerin haftalık, bazen günlük değiştirildiğini müşahede ediyoruz. Bütün bunlar enflasyonu daha katılaştıracak, çift haneden aşağıya indirmeyi zorlaştıracak menfi faktörlerdir.

DÖVİZDE GEVŞEME İHTİMALİ KALMADI

Petrol fiyatlarındaki yüksek seyir kadar döviz kurlarının yeniden hareketlenmesi TÜFE için endişe sebebidir. Şubat enflasyonu dövizde gevşeme ihtimalini de zayıflattı. Merkez Bankası (TCMB) önümüzdeki hafta faizde değişikliğine gitmese bile enflasyon yeniden yüzde 11-13 bandına çıktığında faiz silahını çekmek mecburiyetinde kalabilir.

Hülasa yeni bir yüksek enflasyon dönemine girdik. Bütün göstergeler aynı kalsa bile ufukta düşük enflasyon görünmüyor. ABD Merkez Bankası (FED) faiz artışına bu ay hız verecek. 47,4 milyar dolar cari açık, 47,4 milyar TL bütçe açığı, 220 milyar doları aşan özel sektör dış borcu Türkiye’de döviz fiyatlarının yükselmesinde belirleyici.

Şimdi buna enflasyon da ilave edildi. FED faiz artırırken Türkiye’de faizlerin inebileceğini vehmeden ve bunun için iki haftada bir, bin küsur odalı Saray’da faiz toplantısı yapanlar nafile uğraşıyor.

FAİZİ VE ENFLASYONU SIFIRLAYAN KHK’YA NE DERSİNİZ?

Kamu bankaları bile yüzde 15-16’dan mevduat toplarken kredi faizleri nasıl tek haneye inecek? Hem toplantıya ne lüzum var!

Faizlerin ve enflasyonun sıfırlandığına dair bir Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkarın olsun bitsin. Kalıcı çare ve reçete endişesi taşımadığınıza göre KHK ile çözmüş gibi hareket edin. Yapmadığınız bir iş sanki! Öyle toplantı ile kendinizi kandırmayın, yarından tezi yok KHK ile faizlerle enflasyonu sıfıra indirin.

Yoksa faizlerin düşmesini temin etmek bir tarafa tırmanışı ile karşı karşıya gelirsiniz ki başkanlık seçimi var ufukta malum! Benden söylemesi en iyi bildiğiniz işi yapın, faiz ve enflasyon meselesini KHK ile çözün!

Aksi takdirde Saray’da ekonomi bürokratları ile daha çok toplantı yaparsınız.
<< Önceki Haber Ekonominin nasıl gittiğini bilmek için uzman olamaya... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER