Gerekli altyapının oluşması ve yeterli
şarj istasyonuna ulaşılmasıyla birlikte ilk
elektrikli otomobiller, bu sene
Eylül ayından itibaren
Türkiye'de yollara çıkmaya başlayacak.
Renault,
Peugeot ve
Mitsubishi arasında 'Türkiye'de ilk aracı ben sunacağım' yarışı yaşanırken, ilk elektrikli aracın bundan tam 123 yıl önce İstanbul'da
teker döndürdüğü ortaya çıktı. Yani aslında ilk elektrikli otomobilin direksiyonuna 1888 yılında Sultan II.
Abdülhamid Han geçti, üstelik
test sürüşü sırasında bir de
küçük bir
kaza atlattı.
BAŞBAKAN BİNİNCE ARAŞTIRDI
II.
Abdülhamid Han'ın hayatıyla ilgili bir çalışma hazırlayan gazeteci-yazar
Hakan Yılmaz,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen sene (25
Aralık 2010)
Başbakanlık Resmi Konutu bahçesinde Türkiye'nin ilk elektrik motorlu
seri üretim otomobili olan Renault
Fluence Z.E'yi kullanmasıyla bu otomobillerin dünya tarih sahnesine çıkışını merak etti. Araştırması sırasında
araçların ilk kez Avrupa'da ve II. Abdülhamid Han zamanında ortaya çıktığı bulgusuna ulaşan Yılmaz, dönemindeki teknolojik gelişmelere
yabancı kalmayan ufku geniş
padişahın bu buluşa da duyarsız kalamayacağını düşündü. Bunun için
Osmanlı arşivlerine başvuran Yılmaz, II. Abdülhamid Han'ın Avrupa'dan elektrikli
araba siparişi verdiğine dair
belgelere ulaştı.
PADİŞAH İLK SİPARİŞİ VERDİ
Türkiye 135 km hıza ulaşabilen, çevre dostu, sessiz, düşük
arıza ihtimalli, en yüksek
yakıt desteği sağlayan ilk elektrikli otomobilin heyecanını yaşarken, Osmanlı belgeleri aslında ilk elektrikli arabayı ülkeye getirenin II. Abdülhamid Han olduğunu ortaya koydu. 1888 yılında
Londra Elçiliği'ne emir veren padişah, İngiltere'den ilk elektrikli arabayı sipariş etti. Deniz yoluyla İstanbul'a getirilen ilk aracın deneme sürüşünü de dönemin
Maliye Bakanı yaptı. Abdülhamid Han da arabayı Yıldız Sarayı'nda bizzat kendisi denedi. Sultan'ın elektrikli arabayla küçük bir kaza yaptığı da rivayetler arasında.
HALK ARAÇLARDAN KORKUYORDU
Sultan, sayıları az da olsa otomobillerin
yurt içine sokulmasında herhangi bir sakınca görmese de dönemin yolları araçların kullanımına pek de hazır değildi. Özellikle Ocak 1904'te İstanbul'daki
Alman Konsolosluğu'nda çalışan bir memurun
Almanya'dan elektrikli otomobil getirmeye çalışması ortalığı birbirine kattı.
Beyoğlu Mutasarrıflığı'na gelen talep Zaptiye Nazırlığı'na iletildi. Ancak nazırlığın net bir yanıtı yoktu; çünkü o güne kadar
gönüllü olarak izin verilmeyen bu araçlara müsaade edilmesi halinde bunun yabancılardan gelecek benzer taleplere kapı açmasından endişe ediliyordu. Alman Sefareti'ne gönülsüzce verilen iznin ardından bir yıl sonra bu kez de İzmir'deki
Fransız Konsolosluğu, Marsilya'dan 3 adet araç istetti. Ancak bu talebe tek bir şartla olumlu yaklaşıldı:
'Bu araçlar şehir ve
kasaba dışında kullanılacak.' Çünkü klasik at arabalarına alışmış, daha önce böyle bir taşıtla tanışmamış olan
halk, önlerine hızla çıkan bu otomobilleri görünce büyük bir şaşkınlık ve korku yaşıyor, bu da sıklıkla kazaların yaşanmasına yol açıyordu.
MÜHENDİSLERE OSMANLI NİŞANI
Teknoloji alanındaki her türlü gelişmeyi destekleyen Sultan II. Abdülhamid Han, elektrikli arabaları geliştiren şirketleri mükâfatlandırmayı da
ihmal etmedi. Sultan Aralık 1900'de Almanya Achen'deki bir otomobil fabrikasında çalışan mühendislerden Mösyö Herman Blum'e 5. rütbeden Mecidi Nişanı ile 1 yıl sonra Aix-la-Chapelle
Otomobil Fabrikası Müdürü Mösyö Ashof'a 4. rütbeden Osmanlı Nişanı verilmesini emretti.
İşte o tarihi yazışmalar
Londra Sefareti'nin (Elçilik) 12
Mayıs 1888 tarihinde Osmanlı Devleti'ne cevaben yazdığı mektupta (ilk belge) şu ifadelere yer veriliyor:
'Padişah için sipariş edilen ve önceden denemesi yapılmış olan elektrikli arabanın on beş- yirmi gün önce
deniz yoluyla İstanbul'a gönderildiği... Yine önceden denemesi yapılmış elektrikli sandal tadîlâtının henüz bitirildiği ve tarafımdan da ikinci kez denemesinin yapıldığı... Hareketinden kaynaklı olarak çarkından çıkan sesin ise, zaman geçtikçe makinelerin kullanımıyla kaybolacağının düşünüldüğünün imâlâtçısı tarafından bildirildiği... Bu durumların iletilmesinde acele edildi. Bu konuda emir ve ferman padişahımızındır.'
DURUM PADİŞAHA İLETİLİYOR
Londra Elçisi'nin yazısı üzerine
Maliye Bakanı, durumu II. Abdülhamid Han'a 'Hazîne-i Hâssa-ı Şâhâne' başlıklı bir yazıyla (ikinci belge) şu şekilde iletiyor:
'Padişah için sipariş edilen ve önceden denemesi yapılmış olan elektrikli arabanın on beş-yirmi gün önce deniz yoluyla İstanbul'a gönderildiği... Yine önceden denemesi yapılan elektrikli sandalın ise tadîlâtının henüz yapıldığı... Tarafımdan da ikinci kez denemesinin yapıldığı?. Bu hususun Londra Sefareti'nden gelen ve ekte sunulan 12 Mayıs 1305 tarih ve on dört numaralı yazıda gösterilmiş olduğu arz olunur. Bu konuda emir ve ferman padişahımızındır.' (5 Şevval 1306 / 22 Mayıs 1305 (1888-1889) Hazîne-i Hâssa Nâzırı.)