HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Ankara'da gerçekleştirilen bombalı saldırıyla ilgili savcının kimlik tespitleri için uğraştığını, belli bilgilere ulaşıldığını ve kendileriyle bu bilgilerin kısmen paylaşıldığını açıkladı. Soruşturmanın biraz daha derinleştirilmesi gerektiğini belirten Demirtaş, "Suruç ve Diyarbakır patlamalarının neredeyse tıpa tıp aynısı. Bombalar aynı. Öyle görünüyor. Failler arasında bağlantı olması çok güçlü bize göre, iyi araştırılırsa hem failler hem de arkasındaki güçler ortaya çıkarılabilir. Ankara'da devletten habersiz kuş uçmaz. Biz bunu bilerek büyüdük, bilerek siyaset yapıyoruz. Ortaya çıkarılmamış her cinayetin sorumlusu devlettir. Halen öyledir. Hiç kimse sağa sola çekmeye çalışmasın. Ya tereddüt bırakmayacak şekilde arkasındaki güçlerle birlikte hepsini ortaya çıkarırsınız ya da fail sizsiniz, sorumlu sizsiniz." diye konuştu.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Adli Tıp Kurumu'nun Keçiören'deki Grup Başkanlığı binasına geldi. Demirtaş, Adli Tıp binası önünde kurulan taziye çadırlarında Ankara'daki patlamada hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı diledi. Adli Tıp Kurumu'na girerek yetkililerden bilgi alan Demirtaş, basın mensuplarının sorularını cevapladı.
"KAMERALARIN KARŞISINDA SIRITAN İNSANLAR"
Bir gazetecinin, "Canlı bombalardan söz ediliyor?" sorusuna Demirtaş, şu karşlığı verdi:
"Doğrudur. İki canlı bomba var. Savcı bey kimliklerinin tespitleri için uğraştıklarını belirtiyor. Belli bilgilere ulaşılmış, kısmen bizimle de paylaştılar. Ama soruşturma biraz daha derinleştirilmesi lazım. Suruç ve Diyarbakır patlamalarının neredeyse tıpa tıp aynısı. Bombalar aynı. Öyle görünüyor. Failler arasında bağlantı olması çok güçlü bize göre iyi araştırılırsa hem failler hem de arkasındaki güçler ortaya çıkarılabilir. Ankara'da devletten habersiz kuş uçmaz. Biz bunu bilerek büyüdük bilerek siyaset yapıyoruz. Ortaya çıkarılmamış her cinayetin sorumlusu devlettir. Halen öyledir. Hiç kimse sağa sola çekmeye çalışmasın. Ya tereddüt bırakmayacak şekilde arkasındaki güçlerle birlikte hepsini ortaya çıkarırsınız ya da fail sizsiniz, sorumlu sizsiniz. Halen şu dakika itibariyle de sorumlu hükümettir, sorumlu devlettir. Suruç'un öyleydi, Diyarbakır'ın öyleydi Ankara'nın da öyledir. Peşini bırakmayacağız ama. Dimdik duracağız. Acılı ailelerimizle, acıyı yüreğinde hisseden yurttaşlarımızla, kardeşlerimizle birlikte dimdik duracağız. Acı paylaşılarak azalık bizde öyle yapacağız. Ama hesabını da soracağız hukuk çerçevesinde bunu yapanlar, üstünü örtenler, bu olduğumuz zaman sırıtanlar bu katliamla karşılaştığımızda oh olsun diyenler, daha beteri olsun diyenler. Bunların hepsinin gün gelecek hukuk çerçevesinde elbette hesabı sorulacak. Hesap soruldukça ülkemiz nefes alacak, rahat edeceğiz. Hesap soruldukça kendimizi güvende hissedeceğiz. Hesap soruldukça barış mümkün olacak kardeşlik mümkün olacak. Yoksa bu kan deryası içerisinde birileri sırıtırken, birileri ağlarken kardeşlik falan olmaz, barış öyle olmaz. Barış herkesin birlikte gülüp herkesin birlikte ağladığı zaman ancak gerçekleşmiş olur. Bir kez daha bütün ailelerimize sabır diliyoruz. Allah hepinize, hepimize sabır versin. Buradaki aileler şunu unutmasın. Asla yalnız değilsin. Asla sizi yalnız bırakmadılar. Dün patlamanın olduğu saatten bu yana Trakya'dan Ardahan'a, Karadeniz'den Çukurova'ya her bir bölgedeki her bir şehirdeki insan yüreği taşıyan vicdanı taşıyan herkes buradaydı. Kalbi buradaydı. Bundan emin olun. Duaları sizinleydi, dayanışması sizlerleydi. Bu bizim açımızdan en kıymetli dayanışma budur. Halkın ezilenlerin, yoksulların emekçilerin bu ülkenin gerçek sahiplerinin o Kürt'tür, O Türk'tür onun cenazesidir bunun cenazesidir demeden hepbirlikte taziyemizde aynı cenazeye ağlayabilmemizdir önemli olan. Onu da çok şükür bugün Türkiye toplumunda görüyoruz. Hükümette bunu göremiyoruz."
Sözlerini "Halen timsah gözyaşları halen bizi suçlayan tutumlar, halen bizim üzerimizden hakaret tehdit söylemleri." şeklinde sürdüren Demirtaş, şöyle konuştu: "Halen sandık hesapları. Tek bir kardeşimin tırnağına değişmeyiz bütün bu koltukları, tek bir kardeşimizin tırnağına kurban ederiz. Biz öyle sadece seçim sandık için kurulmuş bir parti değiliz. Dün burada bulunanlar da partimize destek vermek için değil, barışa destek vermek için buradaydı.
İKİYÜZLÜLÜK YAPIYOR
Öyle başbakan işte 'hangi partiyi desteklerse desteklesinler bizim içimiz yandı' derken bile ikiyüzlülük yapıyor. Dün bir partinin mitingi yoktu. Onlarca partinin yöneticisi üyesi oradaydı. Ya da bir partisi üyesi olmayanlar oradaydı, barış için ordaydı. Artık bu savaş bitsin, kan dursun, gözyaşı dursun, ölümler dursun, ülkemize bir özgürlük yolu açılsın diye Türkiye'nin birçok ilinden buraya gelen insanlardı onlar. Fakat başbakanımız lütfetmiş, geçici başbakan bize dün lütfetti, 'sizin kimliğiniz budur ama ben yeni size üzüldüm' dercesine adeta hakaret edercesine açıklamalar yapıyor. Sonra da efendim 'sen misin bunun sorumlusu devlettir' diyen diye bize hakaret ediyorlar.
BU KADAR HAYASIZLAR
Neredeyse sorumlusu biz olduk. Dünden beri ağlayan biz bedenleri parçalanan biz, kardeşleri yoldaşları parçalanan biz, dünden bu yana hakarete saldırıya uğrayan da biz. Utanmasalar savcının önüne sorumlu diye bizi çıkaracaklar. Kendi mitinglerini bombalattılar diye sorumlu olarak neredeyse bizi çıkaracaklar. Bu kadar hayasızlar. İstifa etmiyorlar haysiyetleri yok. Kameraların karşısına geçip sırıtıyorlar. Onurları yok. İsimleri bakan ama ne bizim bakanımız, ne senin bakanın, emir kulu, memurlar.
BUNLAR BİZİ TEMSİL EDEMEZ
Kameraların karşısında bizim acımızın karşısında sırıtan insanlar bizim bakanımız başbakanımız, hükümetimiz falan olamaz. Bunlar bizi temsil edemez. Acılarımızı temsil edemez ve biz bunlarla acılarda falan ortaklaşamayız. Sokakta acılarda ortaklaşacağız. Ev ev, işyeri işyeri. O insanların acımızı paylaşması bizim için daha kıymetlidir. Bu timsah gözyaşlarına biz kıymet değer vermiyoruz. Öfkemizi anlasınlar. Yüzlerce arkadaşım sadece seçimden bu yana bu tür bombalarla katledildi. Gözümüz önünde yapıldı çoğu. Cenazeler, parçalanmış cesetler benim gözümün önünde taşındı. Bir yandan polis gaz atarken, bir yandan su sıkarken arkadaşlarım cenaze taşımaya çalıştılar."
"İNSANLAR PARÇALARMIŞ SEN GAZ ATIYORSUN, COPLUYORSUN"
Garın önünde dün sağlıkçıların bir yandan insanlara müdahale etmeye çalışırken bir yandan da polisin attığı gazla uğraştığını kaydeden Demirtaş, "Nefes alamıyorlardı. Yaralılarımız, yaralılara müdahale edenler nefes alamıyordu. Ben çıkıp açıklanmasını istiyorum. Geçici başbakan dün o meydana patlamadan sonra niye gaz attırdınız? Polis niye gaz attı. A haberleri'>TOMA'dan niye su sıktınız? Sen nasıl bir devletsin, nasıl vicdansız bir hükümetsin? İnsanlar parçalarmış sen gaz atıyorsun, copluyorsun. TOMA ile su sıkıyorsun. Ne bir özür var, ne bir yanlış yaptık var. Hayır diyorlar. Hiçbir güvenlik sorunu hiçbir önlemde sıkıntı yoktu. Biz her şeyi yaptık onlar öldüler. Bugün karanfil bırakmaya gittik arkadaşlarımızın bedenlerinin parçası orda karanfil bırakmaya gittik gaz attılar. Yüz kişi ile parti yetkililerimiz ve sendika başkanlarıyla oraya karanfil bırakmaya anmaya gittik gaz attılar. Biz bugün oraya giremedik. Dün yoldaşlarımızın parçalandığı yere giremedik. Güvenlik önlemlerinden ama dün bedenine bomba bağlayanlar elini kolunu sallaya sallaya oraya geldiler ve girdiler. Bu nedenle biz bu ülkenin çoğunluğu olarak ezilenleri olarak bu nedenle bu anlayış bizi temsil etmez edemez. Bizim devletimiz olamaz. Bizim hükümetimiz olamaz. Olmak istiyorlarsa önce özür dileyecekler halktan. Özür dileyecekler, istifa edecekler. Yanlış yaptık diyecekler koruyamadık diyecekler.
KATİLSİNİZ, KATİLSİNİZ
Bunu diyemiyorlarsa sorumlu onlar, katil onlardır. Söyledim, söylemeye devam edeceğim. Katilsiniz. Katilsiniz. Bir twit attı diye size hakaret etti diye tek bir kişiyi anında tutuklayıp içeri atıyorsunuz. Cumhurbaşkanına bir hakaret sloganı attı diye evini basıp bir genci evinden alıp cezaevine atabiliyorsunuz. Kendinizi korumayı biliyorsunuz. Ama halkı korumaya sıra gelince asla umurunuzda bile değil. Yaptığınız mitinglerde bakın izleyip Rize'de çete reisi, mafya lideri miting yaptı devlet destekli. İzleyin mitingi nasıl güvenlik önlemi var. ambulanslar itfaiyeler koruma tedbirleri var. Niye koskoca mafya lideri devlet desteği ile miting yapıyor. Korunması lazım. Ama barış için Türkiye'nin her yerinden buraya gelenler korunmadılar. Tek bir güvenlik önlemi olmadan işte o barbarları üstümüze sürdüler ve bedenlerimiz paramparça ettiler. Şimdi aman devlete toz kondurmayın diyorlar. Bir şeyler oldu ama devlete toz kondurmayın. Niye kutsal mı devlet. Devleti bunlar yönetiyor diye Demirel'in dediği gibi 'Kimse bana devlet adam öldürüyor dedirtemez', bunlar da bu ruh haliyeti içinde.
EN BÜYÜK KATİLLER DEVLETLERDİR
Kusura bakmayın dünyanın en büyük katilleri devletlerdir. Dünyanın en büyük seri katilleri devletlerin kendisidir. En çok cinayet işleyen en çok üstünü örtende devletlerdir. Bunu söyledik diye toplumun düşmanı olmuyoruz. Tam da halkın milletin yararı için bunları söylüyoruz. Bu devlet kutsal değil gökten inmedi. Eleştirilemez değildir. Kutsal olan sizlerin bizlerin değerleridir. Kutsal olan insandır. Yaradanın yarattığı en değerli varlıktır. O da insandır. devlet değil kutsal olan. Devlet bizim hizmetkarımız kölemizdir. Biz devletin hizmetkarı kölesi değiliz. Devleti eleştirdik diye bizi vatan haini ilan edenler asıl vatan hainleri sizlersiniz. Asıl bu vatanının düşmanları sizlersiniz." dedi.
Başka bir gazetecinin, "Bugün siz Sıhhiye'de hayatını kaybedenlerin sayısının 128 olarak açıkladınız. Başbakanlık ise 95 diyor. Bu konuda bir görüşmeniz oldu mu?" sorusuna Demirtaş, "Bize gelen bilgiler öyle. Acılı aileler burada onların içinde detaylara girmek istemiyorum. Ama cenazeler parçalanmış durumda tespit kolay değil. Sayısı da tespit kolay değil. Umarım çok az çıkar. Biz yanılmış oluruz. Fakat haber alınamayanlar var, tanınamayacak halde olanlar var o yüzden biraz daha sabır diliyoruz. Ailelerimizden özür dileyerek. Çok vahşice bir saldırı olduğu için maalesef bu işlemler uzayabilir. Rakamlarda karmaşa olabilir. Hepinize sabır diliyorum. Hep birlikte başaracağız, hep birlikte kazanacağız, bundan emin olun." cevabını verdi. CİHAN