Değişen bir şey olmayacak!

Samanyoluhaber.com yazarı Kadir Gürcan'ın haftalık yazısı

SHABER3.COM

KADİR GÜRCAN

Bu kez dış gezinin yönü Ortadoğu'ya. Buradaki toplantılar görkemli, depdebeli ve sonunda sadece ismi kalan aşiret düğünlerini hatırlatıyor. “Cümle alem duysun biz de toplanıyoruz!” kalitesinden kurtulmaları zor gibi. Değişen tek şey düğün sonunda toplanan paranın miktarı.

Katılımcılarından belli değil mi? Putin bile var. Toplantıya nasıl katıldığını takip etmişsinizdir. Olur ya, gezi esnasında savaşmak gerekirse, Ortadoğu'nun yarısını cehenneme çevirecek savaş filosunu beraberinde getirmeyi ihmal etmemiş. İhtimal nükleer silahların şifrelerini taşıyan iki siyah çanta da yanındadır. Çok normal. Rus ordusu Batı ülkelerine olan resmi ziyaretlerini daha çok Rus tankları ile yapıyormuş. Ortadoğu'da gövde gösterisi kabul edilen bu tür davranışlar Batılı kriterlerde görgüsüzlük olarak algılanıyor. Öyle ya, demokratik ülke toplantıları siyasi liderler arasında yapılıyor, savaş meraklısı, megolamania ya da şizofren diktatörler arasında değil. Bazıları uluslararası toplantı listelerinden çıkarılıp “Most Wanted” görüldüğü yerde tutuklanacaklar kategorisine alındı.

En son Suud'ta yapılan görüşmelerde Filistin konusundaki Arap ülkelerinin meseleye olan isteksizlikleri dikkatimizi çekmişti. Hadiseye komşu ülkelerin olağanüstü durumun bir an önce sona ermesini beklemeleri gayet normal. Sebep ne olursa olsun, zamanın kendileri için durdurulmasına razı değiller. Suudlu Prens Selman, normalleşme sürecinde öne çıkan liderlerden ve toplantıda işin hamaset ve kurtarıcı lider arayışına dökülmesine müsaade  etmedi. “Ahkam kesip, kahraman olacaksanız, kendi ülke sınırlarınızı deneyin!” kuralına herkes uymak zorunda kaldı.

Sayın Cumhurbaşkanı Katar ve BAE merkezli geziye çıkarken bu kez uçaktan sansasyonel ve kamuoyunu meşgul edecek bir açıklama yapmadı. Koltuk değneği, muhafazakar oluşumun şimdilik istediğini aldığı şeklindeki yaklaşımlar isabetli. İktidar görüşmelerinde odadaki fil maaşlara yapılacak zamlar. Konuşulan rakamlar arasındaki uçurumun akıl ile izahı imkansız. Asgari dokuz ile başlayan rakamlar, Aralık ayı itibariyle 22'yi seviyesine kadar yükseldi. 

Ya hu bu işin bir hesabı kitabı yok mu? Milyonların hayatını ilgilendiren gelir-gider konusunda iktidarın elinden gelen sadece zar atmak. Kimin şansına ne gelirse. Konu ile ilgili hükümet kurumları çoktan pes etmişe benziyor. Zira maaşlar ile alakalı basın açıklamalarını Saray'ın tetikçileri yapıyor. Şimdiye kadar onlardan da gönüllere su serpen bir haber çıkmadı. Eğer öyle olsaydı; Saray'ın ulufe dağıtıyor olma şehvetini bu derece erteleyemezlerdi. 

Dikkatimi çekti, Saray Rusya ve İran'ın katıldığı toplantılarda daha bir agresif daha bir asabi oluyor. Ruh ikizlerinin gözüne girmeye mi çalışıyor ne?  Birkaç hafta önce Suud'da yapılan toplantıda Cumhurbaşkanı önündeki metni okuduğu için sağa-sola efelenip yüksek perdeden tehditler savurma imkanı bulamamıştı. Katar ve BAE'de durum biraz farklı görünüyor. Hazret yine kantarın topuzunu kaçırıp alabildiğine nobran ve bir o kadar da uzlaşmaz görüntü ortaya koydu. Bir de bu haliyle garantör, arabulucu ya da barış elçisi olabileceğine inandırılmış olması tam bir akıl tutulması. Teröre destek veren ülke kategorisinde Rusya ve İran'ın düşük ücretli taşeron işlerini pazarlamak da Saray'a nasip oldu.

Küçük Damat İBB adaylığında beklediği ilgi ve alakayı bulamayınca soluğu yine laboratuvarda aldı. Şimdilik Saray'ın omuzlarında Türkiye için aciliyeti olmayan belki de çok daha ucuza mal edilebilecek ağır bütçeli projelerini tanıtmaya devam ediyor. En son 2025'te uzaya yerli bir uydu gönderileceğini Saray medyasından duyurdu. Paşababa'nın teknolojik yatırımlar konusundaki sıhri şefkatine bu şekilde müjdeler üretmek Damat'ın vazifeleri cümlesinden değerlendiriliyor.

Putin'in toplantıya beraberinde getirdiği bombardıman uçak filosunu gördükten sonra 2025 projelerinin ertelenme ihtimali yüksek. Bir sonraki Ortadoğu toplantısına Paşababası'nın yüzünü güldürecek bir şeyler yetiştirmesi şart. Bakın elin oğlu, tam teşekküllü savaş oyuncaklarını beraberinde getirmiş. Saray'ın bundan böyle Ortadoğu toplantılarına Kayseri Pastırması, Erzurum Kaşarı, Bursa Şeftalisi ya da yerli üretim Togg ile gitmesi pek şık düşmez. Hiç olmazsa bir kaç tane İHA'yı paket yapıp düğün sahiplerine hediye olarak götürmek Saray'ın kısa vadeli planları arasına girmeli.

Cumhurbaşkanı Ortadoğu gezisinde yelkenlerine doldurduğu rüzgarı iç siyaset için de kullanmaktan yüksünmüyor. “Ortadoğu artık eskisi gibi olmaz!” kehaneti alışık olduğumuz klişelerden. Geçen yıl altmış bin vatandaşımızın vefat ettiği deprem faciasının ardından benzer saçmalıkları dinlemiştik. Değişen bir şey olmadı. Aynı klişenin tekrarı için şimdi İstanbul felaketini bekliyoruz. Filistin Meselesi'ne bölgenin fasık, facir ve despot liderleri sahip çıktığı sürece o bölgeye akacak bütün hayırların önü tıkanmış demektir. Anlayacağınız, Ortadoğu Cephesi'nde yeni bir şey yok; her şey eskisi gibi olmaya devam edecek. 

Kimbilir, Ortadoğu'da yapılan görüşmelerin verimini artırmanın yolu, Batılı ülkelerin yaptığı gibi gösteriş budalası aşiret diktatörlerini toplantılardan uzak tutmaktan geçiyordur. Nasıl olsa bir işe yaramıyorlar.
<< Önceki Haber Değişen bir şey olmayacak! Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER