Covid-19'un yeni varyantları ne kadar tehlikeli?

Corona virüsü salgını kısıtlamalarıyla geçen iki yıldan uzun sürenin ardından virüsün yeni varyantı olan Eris, tüm dünyada hızla yayılmaya devam ederken hastaneye yatışlarda da artış görülüyor.

SHABER3.COM

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 15 Eylül’de Eris'in Türkiye'de de 9 kişide görüldüğünü açıkladı. Bakan Koca, varyantın hasta etme gücünün düşük olduğunu belirterek “endişe konusu yapılmayacak bir gelişme" olduğu yorumunda bulundu. Uzmanlarsa özellikle yaşlılar ile kronik hastalıkları olanlar açısındansa riskin yüksek olduğu konusunda uyarıyor.

Yeni varyantların mevcut Corona aşılarından kaçabileceğine de dikkat çeken sağlık uzmanları ABD ve İngiltere’de piyasaya sürülmesi beklenen yeni aşıların Türkiye’de de gündeme alınması ve hastalığın yaygınlığının daha yakından izlenmesi gerektiği görüşünde.

“Kronik hastalığı olan ve 65 yaş üstü kişiler risk kategorisinde üst sıralarda yer alıyor”

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Alper Şener, “Eris ve diğer varyantların tamamı Omicron’un aslında alt tipi. Ama her varyantta sahada gerçek anlamda ‘hasta sayısında tırmanışa sebep olur mu olmaz mı’, bu izlenip görülecek bir şey. Şu anda izleme aşamasındayız. İngiltere ve Amerika’daki rakamlara baktığınızda, hastaneye başvuranlarda artış var. Ama yoğun bakıma yatış ve ölümcül seyretme anlamında daha önceki gördüğümüz varyant tiplerine göre kıyaslanamayacak düzeyde hafif bir alt grup varyantla karşı karşıyayız gibi gözüküyor” dedi.

Ateş, eklem ve kas ağrısı, kuru öksürük, ishal, karın ağrısı ve tat-koku kaybı gibi bulgularla ortaya çıkan Eris’in tehdit ettiği risk gruplarını açıklayan Şener, “Ciddi risk dediğimiz organ nakli olan, bağışıklığı baskılayıcı ilaç kullanan, aktif radyoterapi, kemoterapi gören, on yıldan daha uzun süredir akciğerinde ciddi anlamda hasar bırakan astım hastaları, kronik bronşit hastaları, ağır enfeksiyon geçirme açısından ciddi risk içeren grup. Kronik hastalığı olan ve 65 yaş üstü kişiler de risk kategorisinde üst sıralarda yer alıyor” diye konuştu.

Şener, Eris belirtilerinin ortaya çıktığı risk grubundaki kişilerin sağlık kuruluşlarına başvurması gerektiğini de söyleyerek, “Özellikle 65 yaş üstündeki bu şikayetler varsa, üç günden fazla sürüyorsa, mutlaka bir hekime başvurarak bir PCR testiyle konfirme edilmesi gerekiyor. Laboratuvar testinde eğer Covid-19 çıkıyorsa, bakanlığın temin ettiği bu yaş grubuna uygun ilaçlar var. O ilaçlardan hemen başlanması gerekiyor. İlk başlangıçta başlanması önemli çünkü gecikmiş dönemde başlanacak antiviral ilaçların bir etkisi yok maalesef” dedi.

“Eris, yeni çıkan varyantlar içerisinde en masumu”

Eris’in önümüzdeki kış aylarında daha ağır varyantlara kapıyı açmasının da olası olduğunu kaydeden Şener, “Eris, yeni çıkan varyantlar içerisinde Pirola ve Fornax’a göre aslında içlerinde en masumu. Aşıdan kaçma potansiyeli daha düşük. Ağır hastalık oluşturma tablosu daha az ihtimal. Ama diğer varyant havuzunu tamamen baskılayabilecek potansiyele sahip bir varyant da değil. Çünkü tamamen baskılayabilecek bir varyant olsa ardından Pirola ve Fornax gibi diğer varyantlar tespit edilemezdi. Eris varyantının grip benzeri hafif tabloya sebep olmasının teknik olarak aslında bir avantaj olup olmadığını tartışmak gerekir. Baskın hale gelmezse diğer varyantların gelişiminin de önünü açabilir” diye konuştu.

“Daha yaygın bir varyant analizi yapmak gerekiyor”

Tıbbi mikrobiyoloji uzmanı ve İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Yüce Ayhan da yeni varyantlarla özellikle yaşlılar ile kronik hastalığı olanların yoğun bakım ihtiyacı ve ölüm riskinin artmasını beklediklerini kaydetti.

Yeni varyantların daha yaygın takip edilmesi gerektiğini belirten Ayhan, dünyada uygulanan atık sulardan varyant analizi yöntemine Türkiye’de de geçilmesi gerektiğini söyledi. Ayhan, “Türkiye’de 9 vaka saptandıysa bunun aslında çok daha fazla olduğunu öngörmek gerekiyor. Bizim başından beri ifade ettiğimiz şey atık sularda varyant analizi yapılması gerektiği. Çünkü bu daha gerçekçi bir tablo çiziyor size. Daha yaygın bir varyant analizi yapmak gerekiyor. Çünkü yeni bir varyant daha bulaşıcı olabilir, daha öldürücü olabilir, daha çok kişiyi enfekte edebilir. Bu nedenle varyantların davranış modellerinin takip edilmesi gerekiyor” dedi.

Corona virüsü salgınında yapılan PCR test uygulamasının da yeni varyantların yayılmaya devam etmesine rağmen çok azaldığını söyleyen Ayhan, “Covid şimdi mevsimsel özellik kazandı ve hafif seyreden vakalar oldukça fazla. Nezle, soğuk algınlığı, hafif grip vakaları gibi semptomlar nedeniyle insanların aklına pandeminin ilk zamanlarındaki gibi bir Covid tehdidi gelmiyor ve çoğunlukla insanlar belki test yaptırmaya da ihtiyaç duymuyor. Örneğin halk sağlığı laboratuvarı İzmir’de Covid testi yapmıyor artık. Belli kurumlara bırakıldı bu işler. Test sayımız çok azaldı” diye konuştu.

“Atık su analizi erken uyarı sistemi”

Prof. Dr. Şener de PCR testlere başvuruların azalması nedeniyle atık sulardan varyant analizi yapılmasının daha faydalı olduğu görüşünde. Şener, “Rutin olarak PCR testi yerine atık su taraması ile virüsün dolaşımda olup olmadığını tespit etmek bir erken uyarı sistemi şeklinde mümkün. Çünkü öbür türlü yaz gribi, klima çarpması, ‘soğuk su içtim, ondan boğazımda yanma, batma var' gibi semptomlarla insanlar aslında farkında olmadan bu virüsü yayabiliyorlar. Bütün varyantların Türkiye’ye gelişi de dünyanın genelinde yaygın hale gelmesinde de aslında bu durum söz konusu” dedi.

“Yeni aşılar bakanlığın gündeminde yok”

Sağlık uzmanları yeni varyantların şimdiye kadar uygulanan Corona aşılarından kaçabileceğine de dikkat çekiyor. VOA Türkçe’ye konuşan İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Ayhan, “Aşıya rağmen enfeksiyon görme şansımız olacak. Ülkemizde aşı olanlar ve enfeksiyonu geçirenler sayesinde genel bir bağışıklık da oluştu. Yeni varyantlarda da aslında daha çok kişiye bulaşması ama daha hafif enfeksiyon seyretmesi evrimsel davranış modeli açısından beklenir ama bu her zaman ‘iki kere iki dört’ bir formül de değildir. Bunu zaman gösterecek, veriler gösterecek. Bizim burada takip etmemiz gerekiyor. Örneğin yeni varyant aşıları yapılacak mı? Kimlere yapılacak? Bakanlığın bu konuda bir stratejisi şu an yok. Eski aşılarla devam ediyoruz. Ama varyantlara karşı yeni aşılar dünyanın artık gündeminde” şeklinde konuştu.

Ayhan, bakanlığı yeni varyantlarla ilgili sağlık meslek örgütlerinin görüşlerine başvurmamakla ve ortak akılla hareket etmemekle de eleştirdi.

“Eris son varyant olmayacak”

Salgın sırasında Cumhurbaşkanlığı Bilim Kurulu Üyesi görevini de yürüten Şener ise yeni varyantlarla Corona salgınındaki sıkı kapanma tedbirlerine yeniden dönülmesinin beklenmediğini söyledi. Ancak varyantlara karşı başta yeni aşılar olmak üzere birtakım önlemler alınması gerektiğini de vurgulayan Şener, “Yavaş yavaş kış mevsimine girişle birlikte bütün solunum yolu enfeksiyonlarında bir kıpırdanma yaşandığı için dünyanın genelinde özellikle ABD ve İngiltere’de varyant aşılarıyla ilgili bir onay çıktı. Varyant aşılamanın yapılıp yapılmaması ya da kimlere yapılmasının gerektiğiyle ilgili bilimsel arenada tartışmayı bence artık biraz hızlandırmak gerekiyor. Çünkü bu hastalık tablosu ağır seyredecek olursa, Eris son varyant olmayacak. Bunun ardından Pirola gelecek, Fornax gelecek. Dünyanın geneline baktığınızda bunların hepsi ‘sırada olan varyantlar’ denilebilir. Bunlara karşı korunması gereken 65 yaş üstü bir grup var. 65 yaş üstü için alarm durumu bence uzun bir süre ortadan kalkmayacak. Artık bu gruba konstantre olup aşı, erken dönem ilaç ve erken dönem testleri sahada uygulanabilir hale getirmek lazım” dedi.

“Yeni varyantlara karşı sadece N95 maskeler koruyor”

Yeni varyantlara karşı bireysel önlemlere de dikkat çeken Şener, “Özellikle 65 yaş üstü kişilerin her halükarda asansör, metro, otobüs gibi havalandırması iyi olmayan kapalı alanlara girerken mutlaka N95 maske takmaları lazım. Artık cerrahi maskelerin bu yeni tip varyantlarda virüs saçılımını yeterli düzeyde korumadığını biliyoruz. Ne kadar virüs alırsanız ağır enfeksiyon geçirme ihtimaliniz o kadar fazla. Ne kadar az virüs alırsanız, o kadar hafif atlatıyorsunuz. Dolayısıyla virüs miktarını azaltmak gerekiyor. El hijyeni ve mesafe gibi önlemlerinse salgının başında çok gündemdeyken, bu tür bulaşıcılığı yüksek varyantlara çok etkili olacağını düşünmüyoruz. Daha çok N95 tipindeki maskeleri yaygınlaştırmak, görünür hale getirmek gerekiyor. Enfekte olan veya enfeksiyon riski taşıyan kişilerin de 65 yaş üstündeki kişilere yanaşmaması, bunların da en azından cerrahi maske takması ve virüs saçılımını azaltması gerekiyor” diye konuştu.

Yeni varyantlar nedeniyle Corona tehlikesinin hala ortadan kalkmadığını söyleyen Ayhan da "Bir pandemi geçirdik, şu anda insanlar aşılı veya hastalığı geçirdikleri için kendilerini güvende hissediyor olabilirler. Ama biz pandemi döneminde de gördük, Covid’in hangi bireylerde, ne tür ciddi sorunlar yaratacağı her zaman belli olmuyor. Mümkünse korunmaya devam etmek gerekiyor. Bireysel farkındalığın yüksek olması gerekiyor. En ufak belirti ve bulguda da Covid’i akla getirmek gerekiyor” dedi.
<< Önceki Haber Covid-19'un yeni varyantları ne kadar tehlikeli? Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER