“İki yıldır tecritteyiz; boğulmak üzereyim, azıcık oksijen istiyorum”

Cezaevlerinde tutuklu veya hükümlü olarak bulunan gazetecilerin koşullarını ve karşılaştıkları zorlukları ortaya koymak amacıyla P24 Bağımsız Gazetecilik Derneği tarafından gerçekleştirilen anket çalışmasını bu sefer Hüseyin Aydın cevapladı.

SHABER3.COM

Samanyolu TV ve Cihan Haber Ajansı muhabiri Aydın, 25 diğer gazeteciyle birlikte yargılandığı davanın 8 Mart 2018 günü görülen karar duruşmasında “silahlı terör örgütü üyeliği” iddiasıyla 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Aydın ankette, “Avukatım yok. Akraba ziyareti yasak. 2 ayda bir açık görüş var. Açık görüşte eşimle yan yana oturmama izin verilmiyor.” diyerek yaşananları özetledi. Aydın ayrıca, “Üç kişilik tecrit hücresinde kalıyorum. 24 Mayıs 2018 itibariyle 670 gün oldu. Yanımdaki iki kişi dışında hiç kimseyle görüşemedim. Hiçbir sosyal, kültürel faaliyete çıkarılmadım. Diğerleriyle göz göze gelmek bile yasak.” dedi.


 
TEL ÖRGÜLERİN KALDIRILMASINI İSTİYORUM; BARİ HAYALLERİMİ TUTSAK ETMESİNLER”
Aydın cezaevi sürecini ise şöyle anlattı: “Fotoğraf çekmek yasak. Açık görüşte eşinle yan yana oturmak yasak. Spora, sohbete çıkmak yasak. Enstrüman (saz, bağlama, flüt, vs.) yasak. Çoğu kitap yasak. Telefon iki haftada bir 10 dakika. Üzerimiz elle aranıyor keyfî olarak. İstediğimiz kanalı izleyemiyor, istediğimiz gazeteyi okuyamıyoruz. Boğulmak üzereyim. Azıcık oksijen istiyorum. Ülkü Tamer’in dediği gibi, içime çektiğim hava değil gökyüzü olsun diye şu tel örgülerin kaldırılmasını istiyorum. Bedenimi hapsettiler, bari hayallerimi tutsak etmesinler.

Her gün koridorları temizliyorlar, dışarısı güzel görünsün diye. Ama öyle işkence ediyor, öyle baskılıyorlar ki düşünceleri, çıldırtan bir sessizlik, çok derin bir çukur var sanki. Gazeteciler, fikir insanları kafayı yesin, yeni fikir üretmesin, eleştirel bakış açısından yoksun kalsın diye yasak üstüne yasak, baskı üstüne baskı var. Neredeyse 2 yıl olacak. Bu baskı hiç azalmadı. Demokrasinin bu kadar ağır bir yük olduğunu bilmiyordum. Ama olsun, taşıyıp hak ettiği yere getireceğiz. Kimsenin kuşkusu olmasın.”

Hüseyin Aydın, P24’ün avukatları tarafından 2018 Haziran ayında gerçekleştirilen cezaevi ziyareti sırasınd cevapladığı anket şöyle;

İSİM: HÜSEYİN AYDIN
Kapatılan Cihan Haber Ajansı ve Samanyolu TV muhabiri Hüseyin Aydın,  25 diğer gazeteciyle birlikte yargılandığı davanın 8 Mart 2018 günü görülen karar duruşmasında İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nce “silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Cezaevi: Silivri 9 No’lu Cezaevi

Tutuklanma tarihi: 30 Temmuz 2016

Tutuklu/hükümlü: Tutuklu

1. Koğuşta mı yoksa hücrede mi kalıyorsunuz? Koğuşunuzu/hücrenizi kaç kişiyle paylaşıyorsunuz?

Üç kişilik tecrit hücresinde kalıyorum. 24 Mayıs 2018 itibariyle 670 gün oldu. Yanımdaki iki kişi dışında hiç kimseyle görüşemedim. Hiçbir sosyal, kültürel faaliyete çıkarılmadım. Diğerleriyle göz göze gelmek bile yasak.

2. Açık havadan günde kaç saat istifade edebiliyorsunuz? Hücre avlusuna mı yahut ortak alana mı çıkarılıyorsunuz?

Hücre avlusuna çıkıyorum. 30 metrekarelik, üstü tel örgüyle kapalı. Hiçbir yerle irtibatımız yok. On-on iki saat kadar açık kalıyor. Ortak alan diye bir yere hiç çıkarılmadım. Halı saha var. Diğer örgüt tutukluları çıkıyor. Biz çıkarılmıyoruz.

3. Cezaevi yemekleriyle ilgili herhangi bir sorunla karşılaştınız mı? Sağlık ihtiyaçlarınıza ve diyetinize uygun yemek veriliyor mu?

Cezaevi yemekleri hiç iyi değil. Hazır gıdalar veriliyor. Hazır köfte gibi. Diyet yemeği veriyorlar hastalara, ancak yenecek gibi değil. Kantinden besleniyoruz. Maddi olarak sıkıntı tabii.

4. Isıtma, sıcak su, çamaşır, temizlik, vs. temel ihtiyaçlarınızı karşılamakta sorun yaşadınız mı?

Çok kısıtlı eşya alabiliyoruz. Örneğin bir el-yüz havlusu dışında ikincisine izin yok. Ufacık bir leğen var. Onda yıkamaya çalışıyoruz. Rengini, desenini bahane ederek birçok eşya ihtiyacımızı içeri almıyorlar.

5. Herhangi bir sağlık sorununuz ya da kullandığınız reçeteli ilaç var mı? Talep ettiğinizde doktor/psikolog ile görüşmeniz sağlandı mı? Kullandığınız ilaçlar temin edildi mi?

Cezaevi reviri var. Acil durumlarda hemen hastaneye gidememek büyük sorun. Gece doktor yok. Diş konusunda aylarca randevu bekliyorum.

6. Mektup alırken veya gönderirken herhangi bir engel ya da kısıtlamayla karşılaştınız mı?

Bir yıldan fazla zaman mektup yasaktı. Mahkeme yasağı kaldırdı, ancak mektubun elimize ulaşması uzun zaman alıyor.

7. Dilediğiniz kitapları, gazeteleri veya diğer süreli yayınları edinme konusunda kısıtlamalar yaşadınız mı? Hücre veya koğuşunuzda toplamda kaç kitap bulundurmanıza izin veriliyor?

İstediğimiz gazeteyi alamıyoruz. Cezaevinin listesinde olanları alıyoruz. Birçok kitap, süreli yayın yasak. Örneğin Ahmet Altan’ın kitapları yasak. On kitap bulundurmaya izin veriliyor. Fazlası yasak. Yeni Asya müstehcen diye yasak.

8. Avukatlarınız ve birinci derece yakınlarınız sizi hangi sıklıkla ziyaret edebiliyor? Birinci derece yakınlarınız dışında akrabalarınız veya arkadaşlarınızla görüşebildiniz mi?

Avukatım yok. Akraba ziyareti yasak. Eş, çocuk, anne, baba dışında kabul edilmiyor ziyaretçi. Haftada 1 saat kapalı görüş, 2 ayda bir açık görüş var. Açık görüşte eşimle yan yana oturmama izin verilmiyor. Arkadaş görüşü yasak.

9. Bir milletvekili tarafından ziyaret edildiniz mi? Evet ise, kimler?

Hiçbir vekil ziyaretime gelmedi. Milletvekilleri haber olabilecek gazetecileri seçip onlar üzerinden prim yapmak için belli kişileri ziyaret ediyorlar. Bana ne avukat, ne sivil toplum temsilcisi, ne vekil geldi.

10. Savunmanızı hazırlamakta zorlandığınız durumlar oldu mu? Savunma yazmanız için bilgisayara, kütüphaneye, dosyanıza erişim sağlanıyor mu?

Çok kısıtlı bilgisayar izni verdiler: haftada 2 saat. Kütüphaneye çıkışa izin yok. Dosyayı mahkeme gönderirse okuyoruz. Burası UYAP’a izin vermiyor. Çok zorlandım savunma hazırlarken.

11. Herhangi bir kötü muamele ya da sözlü ve/veya fiziksel tacizle karşılaştınız mı? Evet ise şikâyette bulundunuz mu? Şikâyetiniz sonrasında nasıl bir gelişme yaşandı?

Hapishaneye girerken 30 Temmuz 2016 gecesi saat 02:00 gibi bir grup gardiyan bizim bulunduğumuz gazeteci grubuna kötü davrandı. Kolundan tutup sürüklenenler oldu. Soyunma kabininde tokatlananlar, vs. Şikâyet etmek çok zor. Nereye başvursanız, aleyhinize karar veriyorlar. Büyük baskı var üzerimizde.

12. Dilekçe vererek talepte bulunduğunuz istekler gerçekleşti mi? Gerçekleşen/gerçekleşmeyen talepleriniz neler?

Hiçbir isteğim gerçekleşmedi. Spor, kültürel faaliyet istedim, mahkeme reddetti. İkinci bir havlu bile vermediler. Görüş saatini bile değiştirmediler. Burada cezaevi yönetimi ne derse, o oluyor. TV’ye istediğin kanalı bile koymuyor.

13. Yukarıda belirtilenlere ek olarak ihtiyaçlarınızı belirtir misiniz?

Fotoğraf çekmek yasak. Açık görüşte eşinle yan yana oturmak yasak. Spora, sohbete çıkmak yasak. Enstrüman (saz, bağlama, flüt, vs.) yasak. Çoğu kitap yasak. Telefon iki haftada bir 10 dakika. Üzerimiz elle aranıyor keyfî olarak. İstediğimiz kanalı izleyemiyor, istediğimiz gazeteyi okuyamıyoruz. Boğulmak üzereyim. Azıcık oksijen istiyorum. Ülkü Tamer’in dediği gibi, içime çektiğim hava değil gökyüzü olsun diye şu tel örgülerin kaldırılmasını istiyorum. Bedenimi hapsettiler, bari hayallerimi tutsak etmesinler.

Her gün koridorları temizliyorlar, dışarısı güzel görünsün diye. Ama öyle işkence ediyor, öyle baskılıyorlar ki düşünceleri, çıldırtan bir sessizlik, çok derin bir çukur var sanki. Gazeteciler, fikir insanları kafayı yesin, yeni fikir üretmesin, eleştirel bakış açısından yoksun kalsın diye yasak üstüne yasak, baskı üstüne baskı var. Neredeyse 2 yıl olacak. Bu baskı hiç azalmadı. Demokrasinin bu kadar ağır bir yük olduğunu bilmiyordum. Ama olsun, taşıyıp hak ettiği yere getireceğiz. Kimsenin kuşkusu olmasın.
<< Önceki Haber “İki yıldır tecritteyiz; boğulmak üzereyim, azıcık... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER