Bırakın, Saray enkazın altında kalsın!

Deprem Akdeniz kıyılarını vurdu vurmasına da artçı sarsıntılar Saray’ın surlarını aşındırmakla kalmadı, merkeze bağlı bütün sistemin kimyasını bozdu.

SHABER3.COM

KADİR GÜRCAN 

Deprem Akdeniz kıyılarını vurdu vurmasına da artçı sarsıntılar Saray’ın surlarını aşındırmakla kalmadı, merkeze bağlı bütün sistemin kimyasını bozdu. Hazret hiç olmadığı kadar şaşkın ve promterdan okumayıp ilk aklına geleni kendince makul cümlelerle paylaşmaya kalkınca dağılıyor. Derlenip toparlanması depremin enkazını kaldırmaktan daha zor olacak gibi duruyor.

Daha bir hafta önce yaşanan felaket ile seçimde kaybetme kâbusunu birbirine karıştırdığından olsa gerek durum analizi yapmakla seçim vaadinde bulunma arasında kaybolmuş gibi bir hal var. Ha bu arada, depremde hayatını kaybedenlerin sayılarını vererek iş yapıyor görünmek ilk günlerde iyiydi ama rakamlar yükselince, nedense bu işi AFAD’a bıraktı. Belediye anonslarına varıncaya kadar sözü kimseye bırakmayan Saray’ın gündemin en önemli konusunu bir başka kuruma devretmesi olacak iş mi? Her gün artan vefat rakamlarını filtreden geçirip ne kadar düşük gösterirlerse o kadar iyi. Neden acaba? Saray ve iktidar hiç olmadığı kadar eskiyen yüzlerini bir seçim daha kullanabilme derdine düşmüş olmasın? Popüler kalmanın sırrı her uzatılan mikrofona konuşmakta değil, Ajda da. Genç kalmanın formülünü o biliyor. 

Şu an için havayı değiştirme ve dumanları üzerindeki hadiseyi geçmiş çukuruna gömmek için inanacak ve ikna olacak dedikodu simsarlığı yapmak en popüler meslek. Saray’ın başını çektiği bu piyasa oldukça revaçta. Eğer depremi yapanı bir bulurlarsa rahat bir nefes alacaklar. HAAPR ve Amerikan’ın Türkiye’yi işgal planı pek itibar görmedi. Hazret her zaman olduğu gibi yine zamanını ayarlayamayıp biraz yüksekten düştü. Daha kurtarma çalışmaları devam ederken, hasar gören illerin bina ihtiyacını bir sene içinde tamamlama vaadinde bulundu. Biz şimdiden saymaya başlayalım; geriye 49 hafta kaldı. 

Depremin ilk üç gününü yok yere heba edip enkaz mahalline ancak dördüncü gün yetiştirilen Saray merkezli iş makinaları emri ciddiye almış olmalılar ki, yurtdışından gelen kurtarma ekiplerinin çalışmalarını aksatma ve enkaz altından canlı çıkarılabilme ihtimallerini yok sayma pahasına sahaya dalmışlar. Zaten yabancı ekipler çok iş yaptığı ve popüler oldukları için hiç hazzedilmemişlerdi. Dedik ya, coğrafyayı değiştiren felaket, bağnazlığı huy haline getiren Saray ve iktidara bir arpa boyu mesafe aldıramadı. Jeoloji uzmanları Türkiye’nin üç metre kaydığını söyleseler de nafile, Saray hala aynı yerinde.

Halbuki depremin üzerinden on beş gün geçti artçı sarsıntılar devam ediyor ve önümüzdeki üç ay bu şekilde devam edebileceği söyleniyor. Kaldı ki, on bir günün sonunda bile enkaz altından sağ çıkarılan insanlar var. Saray’ın iş makinalarına “Hadi enkazı kaldıralım bre yiğitler!” emrinin verildiği 7. gün enkaz altında sağ çıkarılmayı bekleyen binlerce kişi olma ihtimalı oldukça yüksekti. “Mucize” avcılığı yaparken felaketin asıl görüntülerini saklamak için yarışan şarlatan gazeteci, yazar, spiker, ekran yüzü ve bilumum yalaka takımı mucize kelimesinden sıkılmış olmalılar ki şimdi mucize ötesine ümit bağladılar.

Bütün ısrarlara rağmen 6 Şubat Depremi siyasetin merkezine oturuverdi. Herkesin ağzının payını vermeye pek meraklı Saray’ın bir yıllık inşa ve onarım vaadi Konya Ovası’nı denize çevirmek kadar imkansız. Dedik ya, piyasada işlem hacmini oluşturan materyal Türk Lirası’ndan işlem görüyor. Bütün havuz medyası iktidarın rezilliğini hafifletmek için “Asrın en büyük faciası!” mazeretine sığınmamışlar mıydı? Tam bir tarih vermeyelim ama, o bölgenin enkazdan temizlenmesi bile bir kaç yıl alır. Bir haftada deprem bölgelerine bırakın yardım sevkiyatını doğru-dürüst ulaşma becerisi gösteremeyen bir hükümet için şimdilik bütün vaatler havada kalmaya mahkum. 

Dahası, koskoca Türk Devleti, gün ortasında yardım konvoylarını durdurup soyan ya da mağdurları haraca bağlayan deprem haramileri ile başedemedi. Yakalanıp basın ile paylaşılan ve bir başarı gibi sunulan vakaların bir kaç tane ile sınırlı olduğunu söylemek çok zor; “On beş günün sonunda iktidar ve Saray hala orada değil!” yakınmamızı kimse fazla bulmasın. Ekran karşısında salya-sümük ağlayan ekran maymunları için Endülüslü annenin oğluna söylediği “Adam gibi zamanında depremzedelerin yardımına yetişemediniz, şimdi avratlar gibi kamera ve spot ışıkları önünde ağlayın!” sözünü küçük bir değiştirme ile ödünç alıp şuraya kaydedelim de manzaranın iğrençliği akıllarda asılı kalsın.
İktidar ortalıkta sövüp saymadığı, dışlamadığı, hain ilan edip işbirlikçiler safına sokmadığı kimse bırakmayınca, koltuk değneği iktidar ortağının sahne alması biraz gecikti. Depremin çok kötü vurduğu kendi seçim bölgesi hakkında bir hafta boyunca düşündü ve iktidarın zaten düşman ilan ettiği kesim bir hakaret faslı da o başlattı. Ne bekliyordunuz ki? Zavallının zihni fonksiyonları Dede Korkut kadar eski. Hasbelkader kendi seçim bölgesini el yordamı ile haritadan bulabilse bile 6 Şubat Depremi’nin vurduğu illeri bir çırpıda sayabileceği konusunda şüphelerim var, aramızda kalsın.

Saray kontrolünde belli bir misyon için deprem bölgesine giden ekibin yabancı kurtarma ekiplerinin çalışma imkanlarını daraltıp bölgeyi terketmek zorunda bırakmalarının belli bir sebebi olmalı. Yabancı uzman ekibin enkaz altındaki canlı mağdurlara ulaşmak için gösterdiği çabayı, hepsi olmasa da bölgeye üç günün sonunda ancak ulaşabilen yerli ekibin Saray için orada olduğunu hissettirmesi gözlerden kaçmadı. Çok acele ettikleri için olsa gerek iş makinalarından biri yıkılmak üzere olan bir binanın altında kaldı. İşin ehli oldukları her taraflarından belli değil mi?

Üç haftanın sonunda, enkaz altından sevindirici haberlerin gelme şansı her geçen gün imkansızlaşıyor. Ne gariptir ki enkazın altından çıkmak için Saray’ın kendisi için gösterdiği gayreti deprem bölgesi için göstermediğine bütün Türkiye şahit oldu. Bırakalım, Saray ve koltuk değneği muhalefet birlikte enkazın altında kalsın! Kabir taşı ya da kitabete gerek yok! An itibariyle kırk bini aşan ve yarısı kimlikleri tespit edilemeden defnedilen deprem mağdurları Saray’ın ihmallerini asla unutturmayacak!
<< Önceki Haber Bırakın, Saray enkazın altında kalsın! Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER