Beş soruda Avrupa aşı pasaportu

Avrupa'da uzun süredir konuşulan "Aşı pasaportu" konusu artık "tabu" olmaktan çıktı. Avrupa liderleri hayatın bir an önce normale dönebilmesi için bir yandan aşı kampanyalarına hız verirken, diğer yandan da "aşı pasaportu" çalışmalarını başlattı.

Beş soruda Avrupa aşı pasaportu

Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen, üye ülke vatandaşlarının iş ya da turizm amaçlı olarak AB içinde ve dışında güvenli bir şekilde seyahat edebilmeleri için "aşı pasaportu" çalışmasını başlattıklarını açıkladı.

Virüsün hızını artırmasıyla birlikte, AB içindeki tartışmalar da artacak. Ancak ülkeler bireysel yaptırımları aşarak ortak kurallar üzerinde anlaşabilirse, turizm sezonu yeniden canlanabilir.

Ancak tüm Avrupa seviyesinde uygulanabilme olasılığından, pandemiyle mücadele açısından tehlikesine kadar, halen "aşı pasaportu" üzerinde pek çok soru işareti var. İşte, 5 soruda, Avrupa'nın seyahat özgürlüğü için getirmek istediği aşı pasaportu:

1- Aşı pasaportu kimlere verilecek?

Somut olarak, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, "farklı ulusal çözümleri birbirine bağlayacak" bir platform fikrini ortaya koydu. Bu da Avrupa Birliği genelinde geçerli tek bir belge olmayacağı anlamına geliyor. Bir kişinin AB içinde ve dışında seyahat edebilmesi için verilecek belgede, "aşı olan, aşı olması olanaksızsa yakın tarihte Covid testi negatif çıkan ve daha önce bu virüse yakalanarak vücudu antikor üretebilen" kişilerin dolaşımına izin verilmesi planlanıyor.

Aslında bu uygulama yeni değil. Dünya Sağlık Örgütü, bazı Afrika ülkelerine girerken, 'sarı humma' gibi hastalıkların önlenmesi için "Sarı kart" adını verdiği bir uygulama başlatmış, bu ülkelere girerken aşı yaptırılması zorunlu hale getirilmişti. Uzmanlar bu uygulamanın "mantıksız olmadığını ve ilk etapta çözüm oluşturabileceğini dile getiriyor.

AB'yi beklemeyen Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA) gibi bazı uluslararası kurumlar, "Travel Pass" adı verilen bir seyahat belgesiyle gidilecek ülkelere göre ilgili belgelerin yer almasını içeren bir uygulamayı Kasım ayında başlattı bile.

2- Hangi ülkeler destekliyor ?

Ekonomisi büyük ölçüde turizme bağlı olan Yunanistan, Avrupa'da böyle bir sistemi destekleyen ilk ülke oldu. Atina hükümeti, İsrail’le turistlerin karşılıklı olarak özgürce giriş yapabilmesini müzakere ediyor. İspanya, Malta ve Portekiz gibi Güney Avrupa'daki diğer turizm ülkeleri de bu girişimi destekledi. Bu ülkelere ek olarak, olumlu sinyaller gönderen Belçika ve Macaristan'ın yanı sıra farklı araçları deneyen Polonya, Danimarka, İsveç ve Estonya da destek verdi. Danimarka ve İsveç, vatandaşlarının yurtdışına seyahatleri için elektronik sertifikaların uygulamaya konulduğunu açıkladı.

Almanya ve Fransa, aşılama kampanyaları hala çok az ilerlediği için önce ihtiyatlı yaklaştı. Ancak 25 Şubat'ta video konferans yöntemiyle yapılan AB zirvesinden sonra iki ülke tutumunu değiştirince, Komisyona AB üyeleriyle ortak bir belge üzerinde çalışma talimatı verildi. Almanya Başbakanı Angela Merkel, "Herkes dijital bir aşı pasaportuna ihtiyacımız olduğu konusunda hemfikir" diyerek yeşil ışık yaktı.

3- Yasal olarak mümkün mü?

Hukuki açıdan böyle bir belgenin serbest dolaşım ilkesine aykırı olduğu görüşleri dile getiriliyor. Hukukçular, Avrupa Birliği'nin İşleyişi Hakkındaki Anlaşma'nın 26'ıncı maddesinin, sağlık krizi gibi olağanüstü durumlarda, bu tür araçların kullanılmasının yolunu açtığını, Birlik içindeki yurttaşların serbest dolaşımı ilkesine aykırılık içermeyeceği görüşünü savunuyor. Ancak hukuki olarak Avrupa Komisyonu'nun, bunu getirme yetkisi yok. Bu nedenle talimat zirvede liderlerden geldi.

Hukukçular bu kararın başka bir yasal tuzak içerdiğine de dikkat çekiyor: Aşıya erişim zorluğu ve her vatandaşın ya da her ülkenin eşit koşullarda aşıya ulaşma şansının olmaması. Özellikle en son aşılanacak olan genç nüfus için büyük bir adaletsizlik yaşanacağı eleştirileri yapılıyor. Dolayısıyla vatandaşlar arasında bir eşitsizlik doğması olasılığı güçlü. Üstelik bugüne kadar AB'nin yalnızca yüzde 5'i aşılanabildi. AB yönetimi, herkes aşı olana kadar, "negatif test ya da virüse yakalanarak antikor üretme" etkenlerini de pasaporta ekleyerek, bu eşitsizliği azaltmayı hedefliyor.

4- Sağlık açısından güvenli mi?

AB'nin vereceği bir aşı pasaportuna sahip olan bir kişinin, Corana virüslü bir ortamda, artık virüsün bulaşıcı risklerine maruz kalmayacak koşulları taşıdığı kabul ediliyor. Ancak henüz yeni kullanıma başlanan aşıların, "başkalarına bulaştırma riskini" yüzde 100 yok ettiği bir kesinlik kazanmadı. Uzmanlar, mevcut bilimsel verilerin, aşının semptomları durdurduğunu ancak virüsün bulaşmasını tamamen durdurmadığını, sadece yavaşlattığını tespit ettiklerini açıklıyor.

Son aylarda yapılan klinik deneyler de, aşıların virüs taşıyıcılarının bulaşıcılığını büyük ölçüde azalttığını, ancak tamamen ortadan kaldırmadığını gösteriyor. Amerikan Moderna aşısının geçen yıl Kasım ayında yapılan 3. faz klinik denemesi, aşının ilk dozunun enjekte edilmesinden sonra asemptomatik enfeksiyonlarda üçte iki azalma olduğunu gösterdi. AstraZeneca aşısı verilen semptomsuz enfeksiyonlarda da, virüsün etkisi yüzde 49,3'ünde düşüşle sonuçlandı.

Aşı kampanyasına önce başlayan ve çok hızlı ilerleyen İsrail'de bir ekip de bu sorunun yanıtı üzerinde çalışıyor. İlk belirlemeler, aşı olan yurttaşlardaki virüsün "viral yükünün" yüzde 75 oranında azaldığını ve aşı olan kişinin diğerlerine bulaştırma riskinin çok büyük oranda düştüğünü gösterdi.

Bilimsel veriler, (aşılara ve profillere bağlı olarak % 5 ile% 15 arasında) aşılamadan sonra, hastaların hala hafif semptomlar geliştirdiklerini ve virüsü bulaştırabileceklerini ortaya koyuyor. Bu nedenle araştırmacılar, bir aşı sertifikasının, tam bir sağlık garantisi sağlamadığını savunuyor. Yalnızca daha derinlemesine araştırmalar, virüsü bulaştırabilen aşılanmış kişilerin gerçek oranını tahmin etmeyi mümkün kılabilecek. Aşı pasaportu hazırlık çalışmaları sırasında "böyle bir koruma düzeyinin kabul edilebilir olup-olmadığı" AB üyeleri arasında siyasi bir tartışmanın da konusu olacak.

5- Aşı pasaportunun riskleri neler?

Avrupa Birliği en çok "sağlık sırlarının gizliliği" ilkesinin çiğnenmesinden ve "sahta pasaportlar, sahte testler..." gibi bir takım güvenlik eksikliklerinin oluşmasından endişe ediyor. Hatta bu konuda tam bir karaborsa sektörün ortaya çıkması riski de var.

Aşı pasaportu, AB üyesi ülkelerdeki farklı uygulamalar, farklı yaş sınırları ya da kriterler nedeniyle de, devletler arası ya da bir ülkenin kendi vatandaşları arasında eşitsizliklerle karşı karşıya kalma riskini de taşıyor. Bütün bu riskler, Komisyon tarafından yürütülen çalışmalar sırasında ele alınacak.
<< Önceki Haber Beş soruda Avrupa aşı pasaportu Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER