Ali Bulaç: Kamu mallarına ihanet!

Ali Bulaç: Kamu mallarına ihanet!


Hz. Tefsircilere göre yerini terk eden okçular muhtemelen şöyle düşünmüşlerdir: “Ortaya saçılmış ganimetlerden kim neyi eline geçirirse, onundur, geç kalırsak bize bir şey kalmaz.” Hatta bazılarına göre Hz. Peygamber'in gizlice ganimete el koyacağını düşünmüş olabilirler. Razi'nin nakline göre Hz. Peygamber, bunu sezinleyip, “Siz, bizim hainlik edip ganimetten size bir pay vermeyeceğimizi mi zannettiniz?” buyurmuştur.

Ayetin anahtar terimi “ğull ve ğalul” bir şeyi gizlice almak demektir. Bir başkasına hayvan kesen kasap, deriyi yüzerken bir miktar eti derinin içinde bırakıyorsa ğull yapmış olur. Ağaçların dibinde akan su, giyilen iç elbise için de kullanılır. Fiilde gizlilik esas olduğundan hainlik sayılmıştır.

Miladi yedinci yüzyıl Arap toplumunda ticaret yanında ikinci gelir kaynağı olan ganimetin  taksiminde iki husus öne çıkmaktadır ki, bunlardan biri adil dağıtımcının en büyük hisseyi kendine ayırmaması, diğeri bölüşümü-dağıtımı adil yapması. Ganimetten “Allah'a ve Rasulü'ne ayrılan pay”, aslında ihtiyaç kategorilerine göre toplum yararına kullanılmak üzere Beytü'l-Mal'da toplanır. Beytü'l-Mal'ın diğer gelir kaynağı zekat, öşür, humus vb. vergilerdir. Bunun da adil bir biçimde dağıtılması ve gösterildiği yerde harcanması gerekir. Ayetin indiği tarihsel durum bugünkü gelir dağılımında yaşadığımız adaletsizliklerle benzerlik gösterir. Dahası kamu bütçesi (Beytü'l-Mal'ın parası) yöneticilerin arzularına göre harcanır, mesela görkemli saraylar yapılır, gerekli gereksiz davetler, israflar ayyuka çıkar. Müslümanların itibarı sadelik ve tevazudadır.

Hiçbir peygambere kamu kaynaklarına hainlik yapmak yakışmaz. Değil peygamber,  ortalama bir mü'min dahi “kibir, hainlik ve borçların üstüne yatmanın” (Tirmizi, Siyer, 21) cennete gidişi engellediğini bilir. Allah'a ve ahiret gününe inanan bir kimseye, ganimet malından olan bir hayvanı zayıf düşürecek kadar kullanıp iade etmesi veya bir elbiseyi eskittikten sonra geri vermesi helal değildir. (Ebu Davud, Cihad, 131). Kamu malı, bir iğne veya iplik dahi olsa yerine iade edilmelidir; aksi halde kıyamet günü bunlar –önemsiz gibi görünseler de- insanın karşısına bir utanç ve çirkin bir fiil olarak çıkar. (Muvatta, Cihad, 22).  Bunun böyle olduğunu kuvvetli bir şeklide belirtmek üzere şöyle buyrulmuştur: “Hıyanet de, hırsızlık da yoktur” (Ebu Davud, Cihad, 156).     

Gulul adı verilen kamu mallarına ihanet suçu bütün kamu kaynaklarını içine alır, bunun özellikle altı çizilmiştir: “Bir kimseyi bir işi görmek üzere yollasak ve o kişi o işte herhangi bir hainlik yapacak olsa, o iş onun boynuna asılmış olarak kıyamet günü gelir” (Buhari, Eyman, 3). Bir başka buyruk: “Yöneticilere verilen hediyeler de hainliktir” (Müsned, V, 424).

Bu ayetten günümüze bakan yönüyle çıkarabileceğimiz iki önemli sonuç var:

1) Kamu kaynakları yerinde ve adaletli bir biçimde kullanılmalı. Devlet yöneticilerinin en önemli görevi gelir bölüşümünde adaleti sağlamak; kamu kaynaklarını bir sınıfın veya zümrenin lehine olacak şekilde kullanmaktan, gereksiz yerlerde harcamaktan, israftan kaçınmaktır. Kurtubi, “Ganimetten çalmak kul hakkının ihlalidir” der ki, vergiler veya başka yollarla oluşturulmuş kamu kaynaklarını usulüne göre kullanmamak da aynı şeydir.

2) Yöneticiler kendilerine takdir edilen makul ücretin dışında hiçbir şekilde kamu kaynaklarını kendi lehlerine; aile fertleri, akrabaları, yakın çevreleri, yandaşları çıkarına kullanamazlar, kullandırtamazlar. Böyle yapacak olsalar “ğulul” suçunu işlemiş olurlar. Usulsüzlük, yolsuzluk, suistimal, rüşvet, komisyon, iktisadi politikaların bir zümrenin lehine göre düzenlenip yürütülmesi, ihalelerin belli çevrelere verilmesi ve siyasetin kamu bütçesinden finanse edilmesi bu kapsama girer. Hz. Peygamber'i muhatap alarak inen ayetten istihraç edilen hükümler, kıyamete kadar yöneticiler için de geçerlidir.
<< Önceki Haber Ali Bulaç: Kamu mallarına ihanet! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER