AB ile pazarlık yalanı

AB ile Türkiye arasındaki 'mülteciler Avrupa'ya gitmesin diye 3 milyar euroluk' pazarlık görüşmeleri sürerken, iktidarın AB'den hak edilmiş 4.2 milyar Euro'yu bile istemediği ortaya çıktı.

AB ile pazarlık yalanı


AB ile Türkiye arasındaki 'mülteciler Avrupa'ya gitmesin diye 3 milyar euroluk' pazarlık görüşmeleri sürerken, iktidarın AB'den hak edilmiş 4.2 milyar Euro'yu bile istemediği ortaya çıktı.

Merkel'in Suriyeli göçmenler Avrupa'ya gelmesin diye 3 milyar Euro rüşvet önerdiğini yazan Taraf Gazetesi yazarı Süleyman Yaşar, bunun "Sizin ülkeniz Suriyeli göçmenler için hapishane olsun. Siz gardiyanlık yapın, biz de parasını verdim. Türkiye'nin zaten hakkı olan vizeyi yerelim, gerekirse üç beş tane de müzakere başlığı açalım. İlerleme raporunun açıklanmasını da 1 Kasım seçimlerinden sonraına bırakalım..." anlamına geldiğini yazdı.

Yaşar, kendisine 'seçim hükümeti' diyen AKP hükümetinin önce AB'nin Türkiye'ye taahhüt edip ödemediği 4.2 milyar Euro'yu tahsil etmesi, mülteciler için Türkiye bütçesinden harcanan 8 milyar doların da AB bütçesinden ayrıca verilmesi gerektiğini ifade etti.

İşte Süleyman Yaşar'ın o yazısı:

"Suriyeli göçmenler Avrupa'ya gelmesin diye Angela Merkel, Türkiye'ye 3 milyar euro rüşvet öneriyor. Bunun anlamı şu; sizin ülkeniz Suriyeli göçmenler için hapishane olsun, siz gardiyanlık yapın, biz de size parasını verelim. Yine Financial Times'ın bu hafta sonu nüshasında belirtilen; zaten Ankara Antlaşması'na göre Türkiye'nin hakkı olan ve sonradan hukuksuz olarak elinden alınan vize hakkınızı verelim, gerekirse üç beş tane müzakere başlığı açalım. İlerleme raporunun açıklanmasını 1 Kasım seçimlerinin sonrasına bırakalım. Ama sizi hiçbir zaman Avrupa Birliği'ne tam üye yapmayacağımızı da bilin. İşte öneri bu.

Hemen söyleyelim, Türkiye, Suriyelilere hapishane olamaz. Türkiye ölümden kaçıp gelen Suriyelilere gardiyanlık yapamaz. Çünkü onlar misafirlerimizdir. Ve Suriyeliler istedikleri zaman istedikleri yere gidebilirler. Yine Suriyelilerin istedikleri yere gidişlerine Türkiye'de hiçbir siyasetçi mani olamaz. Kaldı ki 258 milletvekiliyle koalisyon sürecini oyalayıp iktidarı haksız olarak eline geçiren düşük AKP hükümetleri kesinlikle olamaz. Ve bunun için para karşılığı anlaşma imzalayamaz. Bu arada kendisine seçim hükümeti dese de açıkça AKP hükümeti olan mevcut hükümet para karşılığı Suriyelilere hapis hayatı yaşatamaz. Eğer mevcut AKP hükümeti para istiyorsa önce Avrupa Birliği'nin Türkiye'ye taahhüt ettiği ama ödemediği 4,2 milyar euroyu tahsil etmeli.

Gelelim Avrupa Birliği'nin taahhüt ettiği hâlde ödemediği 4,2 milyar euroya…

Bu ödenmeyen tutarın 605 milyon eurosu Ankara Antlaşması'nın eki olan dört mali protokolden kaynaklanıyor. AB, 1963-1986 dönemi için 1 milyar 605 milyon euro taahhütte bulundu. Bu paranın 605 milyon eurosunu ödemedi. Yine AB, Gümrük Birliği'ne uyum amacıyla 1996-1999 yılları için, 2 milyar 960 milyon euro taahhüt etti. Ama bu taahhüdün 2 milyar 264 milyon euro tutarındaki kısmını ödemedi. Yine Helsinki sonrası süreç için AB 2000-2006 arası 4 milyar 649 milyon euro ödemeyi taahhüt etti. Fakat bu taahhüdün 1 milyar 95 milyon eurosunu ödemedi. Bu arada deprem yardımı olarak taahhüt ettiği 600 milyon euronun 250 milyon eurosunu ödemedi. Dolayısıyla Türkiye AB'nin taahhüt ettiği 9,8 milyar euronun 4,2 milyar euro tutarındaki kısmını alamadı. İşte bu ödenmeyen paralar için AB kolayını buldu ve Yunanistan'ı sorumlu tuttu. Sözkonusu taahhüdün yerine getirilmeme nedenini Yunanistan'ın onay vermemesine bağladı. Oysa Yunanistan, AB üyesi ülkelerce istense kolayca ikna edilebilirdi.

AVRUPA BİRLİĞİ'NİN ÖDEMEDİĞİ PARANIN BUGÜNKÜ DEĞERİ 9,5 MİLYAR EURO YAPIYOR

Gelelim taahhüt edilip ödenmeyen paraların bugünkü değerlerine…

Bu ödenmeyen paraların bugünkü değeri, bu ödenmeyen paraların borçlanmayla karşılandığı düşünülerek, borçlanma maliyeti minimum yıllık yüzde 5'ten bugüne getirildiğinde tam 9,5 milyar euroya ulaşıyor. Yani Türkiye'yi yönettiğini iddia eden düşük AKP hükümetinin Angela Merkel'den, önce 9,5 milyar euronun ödenmesini talep etmesi gerekiyor.

Hemen belirtelim, AKP, Suriyeli mültecilerin gardiyanlığı karşılığı para almayı bir kenara bırakıp Türkiye'nin hakkı olan 9,5 milyar euroyu talep etmeli. Çünkü bu verilmeyen paralar karşılığı Türkiye taahhütlerini yerine getirdi. İç pazarını Avrupa Birliği'ne açtı.

Mültecilere yardıma gelince…

Türkiye bütçesinden mültecilere harcanan 8 milyar dolarlık insani yardım tutarı, AB bütçesinden ve Amerikan bütçesinden ayrıca Türkiye'ye verilmeli.

Anlayacağınız Türkiye'nin haklarının neler olduğunu bilmeyen ve savunamayan bir hükümet var başımızda."
<< Önceki Haber AB ile pazarlık yalanı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER