Enflasyondaki artış sürüyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre ilk 5 ayda enflasyondaki artış yüzde 5,30 olarak gerçekleşti. Tüketici fiyatları enflasyonu (TÜFE) mayısta gıda kalemindeki düşüşün desteğiyle beklentilerin altında yüzde 0,56 artarken, nisan ayında yüzde 7,91 olan yıllık enflasyon yüzde 8,09’a yükseldi. Memur ve emeklinin zammı ise 3 ayda eridi. Kamu çalışanları ile emekliler, şimdiden yüzde 2,3 alacaklı durumda. Enflasyonun yükselişini haziran ayında da sürdürmesi halinde memurun alacağı fark büyüyecek. İlk 5 aylık dönemde kamu çalışanlarının alacağı 2,3 puanlık enflasyon farkı için Hazine’den 1,5 milyar TL çıkacak.
Hükümet ile Memur-Sen arasında imzalanan toplu sözleşmeyle kamu çalışanlarının 2015 için yüzde 3+3 zam alması kararlaştırılmıştı. Gerçekleşecek enflasyonun verilen zammı aşması durumunda ise kamu çalışanlarına enflasyon farkı ödeniyor. Buna göre 3 milyon memur ile 1,9 milyon memur emeklisi, ilk 5 ayda gerçekleşen enflasyon nedeniyle yüzde 2,3 enflasyon farkı alacak. Buna göre 2 bin lira alan memurun 46 TL alacağı oluştu. Enflasyon farkı, temmuz ayında memura ödenecek. Memurlar ve memur emeklileri, temmuzda yüzde 3 de maaş zammı alacaklar.
Memur ve emekli, 2014’te ise Memur-Sen’in attığı imza nedeniyle enflasyon farkı alamamıştı. Enflasyondaki artışı ve kamu çalışanlarının kaybını değerlendiren Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu (BASK) Başkanı Bayram Zengin, mayıs ayı enflasyon oranı doğrultusunda memurlara birer maaş tutarında denge ödeneği verilmesinin gerekli olduğunu söyledi. 2015 yılının ilk 5 ayında enflasyonun yüzde 5,30’a ulaştığına dikkat çeken Zengin, memur ve emeklilerin mayıs itibarıyla yüzde 2,30 alacaklı durumda olduğunu söyledi. Memur ve emeklilerin 2014 yılında ödenmeyen enflasyon farkları ile birlikte alacaklarının yüzde 8’e ulaştığına dikkat çeken Bayram Zengin, “Memur ve emekliler 12 aydan beri cepten yemekte, borçla geçinmektedir. Hükümet, sarı ve yandaş sendikalarla yaptığı sözleşmeyi gerekçe göstererek memur ve emeklilerini açlığa yoksulluğa mahkum etmiştir.” dedi.
Hükümetin kamuda çalışan 210 bin işçi adına Türk-İş ile seçime 5 gün kala imzaladığı toplu sözleşmeye dikkat çeken Zengin, Memur-Sen’i eleştirdi. BASK Başkanı, “3 milyon memuru temsil etmenin gücüyle pazarlık masasına oturmuş sarı ve yandaş kamu sendikaları, hükümetin teklifini dahi dinlemeden toplu peşkeş sözleşmesine parmak basmış, 2014 yılı enflasyon farkını da hükümete hediye etmiştir. Dünyanın hiçbir yerinde ve tarihin hiçbir döneminde böyle bir sendikal anlayış, böylesi bir satış görülmemiştir. Mayıs ayı enflasyon oranı, 2014 yılından ödenmeyen enflasyon farkı ve Türk-İş ile varılan anlaşma göz önünde bulundurularak, imzalanan toplu peşkeş sözleşmesi rafa kaldırılmalı, memurlar için revize bir sözleşme imzalanarak kayıplar telafi edilmelidir. Biz, yeni vaatler değil, kayıplarımızın telafisini istiyoruz. İşverenimiz olan devlet; adil olduğunu, işçisi ve memuruna eşit değer verdiğini seçimden önce ispata zorunludur.” diye konuştu.
TÜİK verilerine göre mayısta aylık en yüksek artış yüzde 10,06 ile giyim ve ayakkabı grubunda olurken, aylık en fazla düşüş gösteren grup yüzde 2,68 ile gıda ve alkolsüz içecekler oldu. Tüketici fiyatları bazında mayıs ayında en yüksek fiyat artışı, yüzde 28,38 ile limonda gerçekleşti. Fiyat artışında limonu yüzde 20,66 ile yurtiçi bir hafta ve daha fazla süreli turlar, yüzde 10,89 ile kivi izledi. Fiyatı en çok artış gösteren diğer ürünler arasında yüzde 10,61 ile elma, yüzde 10,22 ile kadın tişörtü, yüzde 8,54 ile yurtdışı bir hafta ve daha fazla süreli turlar, yüzde 7,89 ile erkek takım elbisesi, yüzde 7,68 ile kadın gömleği, yüzde 7,67 ile erkek tişörtü, yüzde 6,25 ile fırınlı ocaklar, yüzde 5,43 ile erkek ayakkabısı yer aldı.
İş Yatırım ekonomisti Muammer Kömürcüoğlu, aylık enflasyonda önceki aylara göre gıda kaynaklı bir iyileşme olsa da verinin halen son 10 yılın mayıs ayı ortalamalarının kısmen üzerinde olduğunu söyleyerek, “Yıllık enflasyon ve çekirdek göstergeler de yukarı yönlü seyrini koruyor. Gıda fiyatları düştüğü için manşet enflasyonda iyileşme var ancak gıda çekirdek göstergelerin hesaplamasına dahil edilmediği için çekirdekte bir iyileşme olmuyor. Kurda devam eden zayıflığı da dikkate aldığımızda TCMB’nin sıkı duruşunu koruyacağını düşünüyoruz.” dedi.
