[ Murat Çetin ] Bu defa İran’ı satacak !

AKP Genel Başkanı normal zamanında bile yapılsa bile bir yıl kalan seçimler öncesinde plan üstüne plan yapıyor

SHABER3.COM

MURAT ÇETİN 

AKP Genel Başkanı Erdoğan, ülkenin ekonomik çöküşünü engelleyemiyor. Benzenin 30 TL’yi aştığı, geçen yıl 60 TL olan ürünün 180 TL’den satıldığı bir ülkede yaşıyoruz. Erdoğan iktidarı boyunca hep 1980 öncesi kuyruklardan bahsetti, şimdi insanlar her şeyin ucuzunu alabilmek için artık kampanyaları gözlüyor. 60’lık nineler dedeler bile internet üzerinden indirim kampanyalarını takip ediyor. 65 üzerinde ücretsiz otobüse bitme hakkına sahip olan insanımız ucuz peynir zeytin almak için Ankara’da Altındağ’dan Ulus Hali’ne gitmek zorunda kalıyor. Artık ucuzluk için semt pazarları bile yeterli gelmemeye başladı. 

Pazara çıkma adetim yoktur ama geçen hafta bir şekilde yolum mahalle pazarına düştü. Erik 20, kiraz ve şeftali 25 TL’ydi. Sebze meyve derken eşim ve bana bir hafta yetebilecek oranda bir harcama yaptık, 250 TL ile kurtulabildik… Kayısı ve kavun alamadım. Erik ve karpuz ile idare ettik! Türkiye’de insanlar artık benzin zammına yetişemiyor, daha birkaç ay öncesinde zam sözünü duyanlar gece benzinliklerde kuyruk oluştururdu, şimdi artık bundan da yoruldu toplum. İşte ekonomi bu kadar kötü bir halde… 

AKP Genel Başkanı normal zamanında bile yapılsa bile bir yıl kalan seçimler öncesinde plan üstüne plan yapıyor. Bütün planlarını bozan tek etken ise para. Erdoğan, ciddi şekilde paraya ihtiyaç duyuyor ve bunu sağlamak için çalmadık kapı bırakmıyor. Oysa aynı Erdoğan daha üç beş yıl önce Türkiye’nin IMF bile borç verdiğini bile iddia ediyordu meydanlarda! Gerçi yalanlanmış bir iddia olsa da AKP tabanı için Erdoğan’ın dediği önemliydi. Çok garip bir tabanı var Erdoğan’ın. Herşeye bahane bulunuyor, parasızlığa da, yoksulluğa da hayat pahalılığına da bahane bulunuyor. Bulamasalar şunu söylüyorlar demek istiyorum ama bunu bile söylemiyorum. Zira bahane bulamadıkları hiçbir şey yok. Herkes için, her olay için, her durum için mutlaka bir kılıf buluyorlar. Zira Erdoğan onlar için kutsanmış adam, halifey-i ruyi zemin! Adamlar basbayağı Halife görüyorlar Erdoğan’ı. Aynı halifenin hırsız ve zalim olduğunu göremiyorlar. Gerçi onların da var bir fetvacısı. Nasıl olsa Hayrettin Karaman efendi her şeye bir fetva buluyor ve rahatlatıyor onları. Neyse, girişi biraz uzattım sanırım. Halife hazretlerinin! bu hafta önemli bir misafiri vardı Ankara’da… Dün (22 Haziran 2022 Çarşamba) geldi Türkiye’ye. Külliye’de karşıladı misafirini Erdoğan! Daha düne kadar katil ilan ettiği bir kişiye mavi halılar, atlı askerler eşliğinde Külliye’de şanına yakışır bir şekilde ağırladı. Kimse Şubat ayında Suudi Arabistan’a gidişinde Erdoğan’a neden gittin demezken şimdi de Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman’a (MbS) “Neden geldin? “ demedi. Selman’ın derdi bölgesel ittifaklar, Erdoğan’ın derdi ise para! İkisinin de birbirine ihtiyacı var. Nitekim dün yapılan görüşmeler sonrasında Erdoğan ve Selman’ın bazı konularda anlaştıkları görülüyor. Yayınlanan ortak bildirideki “Taraflar, bölgenin geleceğine hizmet etmek için tarihi kardeşlik temelinde iş birliğini geliştirerek sürdürme kararlılığını vurgulamışlardır” cümlesi çok önemli. Şunu unutmamak gerekiyor; ciddi şekilde paraya ihtiyaç duyan Erdoğan’ın Selman’ın her dediğine evet diyecektir. Selman, yeniden sünni blokun liderliğine soyundu İslam Dünyası’nda. Türkiye, Mısır ve Pakistan’ın durumu ortada… Selman, ekonomik ve siyasi krizle boğuşan bu ülkere ağırlığını koyuyor. Baksanıza petrol fiyatlarının düşmesi çin ABD Başkanı Biden bile Suudi Arabistan ziyaretine gündeminden düşürmüyor. Ziyaret yapılacak mı yapılmayacak mı yakında göreceğiz. Biz konumuza dönelim! 

Bu defa İran’ı satacak 

Biliyorsunuz Erdoğan yeter ki işine gelmesin herkesi satıyor! Dünya alemin bildiğini Selman da biliyor. Dün kendisine katil diyen adamı önce ayağına çağırdı bir nebze özür anlamına geliyordu bu! İkinci defa aradan 4 ay geçmeden Türkiye ziyaretini gerçekleştirdi. Selman’ın kafasın da İran’a karşı bölgede bir blok oluşturmak var. Türkiye’nin hangi tarafta duracağı çok önemli. Zira bölgesel ve tarihi durumu Türkiye’ye böyle bir güç atfediyor. Erdoğan’ın beceriksiz yönetimine karşı bile bu gücü görüyor başka ülkeler ve liderleri.

Kuşkusuz Selman’ın İran’a yönelik başlattığı bu cephe adımı en çok Erdoğan’ın işine yarayacak. Erdoğan gelecek parayı düşünür. Şimdi Selman’dan alabildiği kadar petrodolar! alacak. Zira kasa tamtakır boş! Kuşkusuz Erdoğan’ın özellikle son bir yıldır ve dahası 2022’e girilmesi ile ivme kazanan “dış politikada yeni açılım” olarak sunmaya çalıştığı adımın temelinde para bulma çabası yatıyor. Yani ekonomik krizi aşma çabaları. BAE ve Suudi Arabistan ilişkilerin geliştirilmesinde ekonomik kaygılar önemli rol oynuyor. Enflasyonun artması, hayat pahalılığı iç politikada Erdoğan’ı iyice köşeye sıkıştırdı. Erdoğan ayrıca iç kamuoyuna başarı olarak sunduğu Suriye, Libya ve Doğu Akdeniz politikalarında tamamıyla sıkışmış durumda. Türkiye bu açılımla bir yandan da Doğu Akdeniz’de düştüğü yalnızlıktan kurtulmak istiyor. Buna zemin hazırlamak için Doğu Akdeniz’de bayrak gösteren tüm gemiler askerî üslere ve limanlara geri çekildi. Zira Mısır, BAE ve Suudi Arabistan’ın Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi sıkıştırmak için yaptığı hamlelere karşılık vermek ekonomik açıdan Türkiye’de ciddi şekilde zorluyor. 2022’ye girildiğinde Suudi Arabistan, Mısır, BAE ve Katar gibi ülkeler Suriye lideri Beşar Esad üzerindeki baskıyı azalttı. Bu durum da Erdoğan’ı Suriye politikalarında sıkıştırıyor ve açılım yapma çabası içine sokuyor. Erdoğan uzun süredir Suriye yönetimine yönelik eleştirileri dile getirmiyor. 

Körfez’deki kavgalı durumdaki ülkelerin normalleşme sürecine girmesinde ABD Başkanı Biden’ın etkisi gözardı edilemez. Biden, kriz bölgelerinden çekilme stratejisini uyguluyor. ABD’nin askeri-diplomatik enerjisini tüketecek gerilimlerden kaçınması, Afganistan’dan hızla çekilmesi, Irak ve Suriye’deki gücünü oldukça sınırlandırması Katar, Suudi Arabistan ve BAE’yi farklı aktörlerle olan işbirliklerini arttırma çabası içine soktu. ABD ayrıca kendi müttefik durumunda olan Katar, BAE, Suudi Arabistan, Mısır ve Türkiye’nin kavgalı olmasını istemiyor ve bunu çıkarlarına tehdit olarak görüyor. Türkiye’nin bölge ülkelerinde normalleşme politikasında bu etkiyi de gözardı etmemek lazım. İran faktörü de Türkiye’yi sıkıştırıyor. Katar, BAE ve Suudi Arabistan, İran yönetimi ile ilişkileri geliştirme yoluna gitti. Bunda ABD’nin İran üzerindeki baskılarını azaltma stratejisi etkili oldu. İran’ı bölgesel nüfuz alanı açısından bir rakibi olarak gören Türkiye, bölgede kavgalı olduğu devletlerin İran ile yakın ilişkiye girmesini istemez. Öncelikle şunu hatırlatmakta fayda var. Katar, Türkiye’nin bölgedeki en güçlü müttefiki ve Türkiye ile bölge ülkeleri ilişkilerinin normalleşmesinde aracı rolü üstlenmiş durumda. Zira Katar, Ocak 2022’de Körfez İş birliği Konseyi Zirvesi'nde BAE ve Suudi Arabistan başta olmak üzere diğer ülkelerle sorunlarını büyük ölçüde giderdi. İsrail’in İbrahim Anlaşmaları çerçevesinde BAE, Bahreyn, Fas ve Sudan’ın ilişkileri normalleşme yoluna girdi. Mısır ve Ürdün’le zaten iyi ilişkileri olan İsrail, Suudi Arabistan’la da karşılıklı normalleşme adımları atıyor. Bu politikalar AKP iktidarını ilişkileri iyileştirme zorunda bırakıyor. 

İşin özeti şu; Selman katildi, şimdi kanka oldu! İran düne kadar (Türkiye-Rusya ve İran) üçlü masanın en güçlü dost ülkesiydi, Selman görüşmesi sonrasında Türkiye nasıl bir politika izlemeye başlayacak İran’a karşı merak ediyorum. İran’a yönelik bu karşı hamle içerideki İrancıları nasıl etkiler onu da merak ediyorum. Erdoğan, düne kadar her konuda iş tutuğu İrancıları devlet kadrolarından temizleme yoluna gider mi? Merakım saymakla bitmez! Ama inanın en çok merak ettiğim Emin’e ne yapar Erdoğan? Emin, emin ellerde hissediyor mudur kendini? Yoksa o da bir süredir her şeyi Akar’ına mı bıraktı? Ne derseniz ?
<< Önceki Haber [ Murat Çetin ] Bu defa İran’ı satacak ! Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER